KAYNAK – EĞİTİM AJANSI

Ezber Yalnız Başına Buğulu Cama Yazı Yazmak Gibidir

Tekin, Ezberci Eğitim Sistemi İyidir Demiyor, Ezber Bir Öğrenme Yöntemi Olarak Kalıcı Öğrenmeler İçin Metodik Olarak Kullanılmalı Diyor

Tekin, İbn Haldun Gibi Öğrenmeyi Meleke Olarak Kabul Ediyor. Ezber Bir Amaç Değil, Öğrenme Amacına Yönelik Bir Araç Olmalıdır, Diyor.

PISA Direktörü Andreas Schleicher’in Türkiye’nin eğitimiyle ilgili verdiği röportaja dair, kapsamlı bir yazı yazmıştım ve röportajın geneline dair fikirlerimi ifade etmiştim. Direktörün eğitim sistemimize dair eleştirilerinden biri, ezberci bir eğitim sisteminden uzaklaşılması gerektiğiydi. Ve bu bağlamda; insanların pek çoğu eğitim sistemimizi ezbercilikle suçlar. Eğitim sistemimizi ezbercilikle eleştirmek işin kolayına kaçmak mıdır; ya da eğitim sistemimiz gerçekten ezberci midir; ya da ezber nedir diye düşünürken; MEB Müsteşarı Yusuf Tekin, tüm bunlarla ilgili şu açıklamaları yaptı: “ Ezber mantığı, geleneğimizde önemli bir öğrenme yöntemidir. Bu önermenin teorik olarak alt yapısı zayıf. ‘Ezberci eğitimden uzaklaşmalıyız’ ezberini çok kullanmamalıyız. Ezber mantığı ve yöntemi, bizim geleneğimiz için önemli bir öğrenme yöntemidir. Buna Batılı bir normda yaklaşıp; ‘tu kaka’ hale getirmemek gerekir. Eğitimcilerin kendi alanlarıyla ilgili olarak geleneklerimizi küçümseyici bu bakış açısıyla yaklaşmamaları lazım. Bu felsefeden hareketle, bu projeyle ‘çocukların tıpkı hafızlık yaparken olduğu gibi; ezber yaparak öğrenmesini kolaylaştıracak daha sistematik bir öğrenme sağlayacak bir eğitim süreci oluşturabilir miyiz?’ bunu da görmüş olacağız. Bizim geleneğimizde ezber, sadece herhangi bir metni ezberlemek değildir. Ezberle beraber; ezberlediği şeyin daha güçlü bir şekilde kendi hayatına nasıl sirayet edeceğini de analiz ediyor.Hafızlık projesi uygulayan okullarda, bu anlamda, çok farklı bir öğrenme sürecinin olacağına inanıyorum. Referansı da bu bizim kadim mirasımız. Türkiye’nin kendine ait bir medeniyeti ve bu medeniyete ait kadim bir ekolü, felsefesi vardır, bunun da eğitim ve pedagojiye sirayet eden bir alt yapısı vardır.” Tabi Tekin’in açıklamalarından sonra, yine, bizimkiler ve sizinkiler mantığıyla ezber konusu yüzeysel ve özellikle de eğitim bilimci olmayanlar tarafından tartışılmaya başlandı. Şimdi bu tartışmalar ışığında ezberi ele almaya çalışalım.

Ezbere Karşı Olmak Mı, Ezberden Başka Bir Şey Vermemeleri Mi?

Bu konuda o kadar çok şey söylenmeye çalışıldı ki; gençler sorgulamasınlar, araştırmasınlar, ne dersek ona biat etsinlerden; ezberin kendisinin; yani şiir, tekerleme ezberlemenin değil; ezberci eğitim sisteminin kötü olduğuna, bilişsel beceriler ve yetenek arasında bağlantı kurulamayacağına, ezber olması halinde öğrenilen konuların birbirleriyle ilişkilendirilmeye kafaya doldurulduğuna, bilginin içselleştirilemediğine, gerçek öğrenmelerin böyle olamayacağına, çocukların hafız yapılmak istendiğine, google’ın 2 milyon algoritmasının nasıl ezberleneceğine, eğitim biliminin verileri kullanılmadan pek çok şey söylendi. Ezber nasıl bir öğretim metodudur, ezberci eğitim deyince ne anlamalıyız merkezli Tekin’in söylediklerini analiz edelim.

Tekin, Ezberci Eğitim Sistemi İyidir Demiyor, Ezber Bir Öğrenme Yöntemi Olarak Kalıcı Öğrenmeler İçin Bir Yöntem Olarak Kullanılmalı Diyor

Yusuf Tekin, ‘ezberci eğitimden uzaklaşmalıyız’ önermesinin bir ezber olduğunu; bu önermenin teorik alt yapısının zayıf olduğunu ve tüm bunlar yapılırken kökenleri Hun, Göktürk, Uygur, Selçuklu ve Osmanlı eğitim sistemlerine dayanan bir eğitim sistemimiz olduğunun unutulmaması gerektiğini söyleyerek; bizim eğitim ve geleneğimizin küçümsenmemesi gerektiğini ifade ediyor. Dil öğretiminde ve hafızlıkta ezberin öğrenme yöntemi olarak kullanılmasından hareketle; aslında ezberci eğitime karşı çıkıyor ve ezberin metodik bir yöntem olarak kullanıldığı, sistematik öğrenmenin olması gereken bir eğitim süreci öneriyor. Tekin’in açıklamaları dikkatli ve ön yargısız okunduğunda, ezber sadece herhangi bir metni ezberlemek değildir, ezberlenen şeyin daha güçlü bir şekilde kendi hayatına sirayet etmesini öneriyor. Yani Tekin, öğrenmelerin pedagojik olarak, her öğrenmenin bir ön öğrenme olarak ezber olduğunu, bundan sonrasında ise kalıcılaştırılması gerektiğini söylüyor. Yani aslında müsteşar tam tersine tüm açıklamaları ile ezberci bir eğitim sistemine karşı çıkıyor. Ezberci eğitim sistemi iyidir demiyor, ezber kalıcı öğrenmeler için metodik olarak bir öğrenme yöntemi olarak kullanılmalı, diyor.

Her Öğrenme Aslında Önce Bir Ezber Midir?

Her öğrenme aslında önce bir ezber midir, ezber yöntemi eğitim öğretimde nasıl kullanılır, ezber yapmanın beyne ve zekâya katkıları var mıdır, ezber akademik ve sosyal hayatta nasıl kullanılabilir, Türkiye’nin eğitimi ezberci midir, ezberciyse bunun sorumluları kimlerdir gibi pek çok soru sorulabilir bu konuda. Ve de ezberin bir öğrenme yöntemi olarak düşündüğümüzde, günlük hayatımızda önemli bir yeri olan ezber, tüm öğrenme yöntem ve teknikleri içerisinde en kadim olanıdır. Ama ezber modern eğitim yaklaşımlarının da savaş açtığı, bu bağlamda öğrencileri üretmekten, sorgulamaktan uzaklaştırdığı yönleriyle de eleştirilir. Oysaki ezber tüm bu tartışmaların ötesinde insanlık için hayati bir öneme sahiptir ve bu yönüyle ezberlemenin bilgiyi hafızada tutmak olduğunu düşündüğümüzde içinde ezberin olmadığı bir öğrenme ve ezberin kullanılmadığı bir eğitim olur mu?

Bir Öğrenme Yöntemi Olarak Ezber

Farsçadan dilimize geçmiş olan ezber; bir metni eksiksiz akılda tutabilmedir. Bu yönüyle ezber kötü değildir; ezbercilik kötüdür. Çünkü ezberci kişi, ders çalışmayı anlamaya değil; sadece ezbere dayandırır; yani bilgiye geçici olarak vakıf olur.

Tekin’in karşı olduğu nokta da burası; ezber yalnız başına buğulu cama yazı yazmak gibidir, diyor. İşte bunu yapmanın yolu da kısa süreli bellek aşamasında her bilginin bir ezber olduğunun farkına varıp; bilgiyi uzun süreli belleğe taşımak için geleneğimizden de yararlanarak bir eğitim süreci tasarlamalıyız diyor. Yani; ezberci eğitim sistemini oluşturan ezber aşamasına takılı kalmak ve bilgileri kalıcılaştırmamaktır kötü olan. Ve de geleneksel eğitim anlayışı sadece ezberden oluşmamaktadır.

Tekin, İbn Haldun Gibi Öğrenmeyi Meleke Olarak Kabul Ediyor

İbn Haldun’un öğrenmeyi alışkanlık; yani meleke olarak kabul ettiğini düşündüğümüzde, Tekin de bu yönüyle ezbere değil; ezberciliğe karşıdır. Çünkü İbn Haldun’a göre, hayata uygulanmayan, ezbere okunan, üretime katkı koymayan bilgiye karşıdır ve ezber ancak bir yöntem olarak kullanıldığında anlamlıdır. Tekin de aynı şekilde; ezber bir amaç değil, öğrenme amacına yönelik bir araç olmalıdır, diyor. Ve anlıyoruz ki; ezberleme eğitim, öğretim süreçlerinin tüm aşamalarında olmak zorundadır. Çünkü her türlü bilginin elde edilme ve kazanım süreçlerinde ezber olmak zorundadır. Ve ezber bir yöntem olarak uygulandığında öğrenci başarısını arttıracak ve eğitim öğretimi daha verimli hale getirecektir.

Tekin: Ezber Eğitimde Olmalı; Ezbercilik Olmamalı

Ezber bir yöntem olarak eğitimciler tarafından ciddi bir şekilde kullanılmakta ve öğrenci başarısına katkı sağlamaktadır. Yine ezber, hafızayı geliştirmekte ve beyni aktif bir hale getirmektedir. Ve ezber yöntemini diğer öğretim yöntemlerinden soyutlayamayacağımız gibi; sözel dersler ağırlıklı olmak üzere tüm derslerde kullanırız ve yine özellikle, yabancı dil öğrenmede; müzik, tiyatro, çarpım tablosu ve şiir gibi konularda kullanırız. Ezberci bir eğitim sistemine karşı olan Tekin, ezbere metodik ve öğrenmeyi kalıcılaştıracak süreçler açısından evet; ama ezberciliğe ve ezberci eğitim sistemine hayır diyor. Ve de kökenleri Hun, Göktürk, Uygur, Selçuklu ve Osmanlı eğitim sistemlerine dayanan eğitim sistemimiz, güçlü eğitim geleneğiyle ezberi bir öğrenme yöntemi olarak; kalıcı öğrenmelerin gerçekleşebileceği ve öğrencilerimizin eleştirip sorgulayabileceği şekilde sistematik bir öğrenme ve eğitim süreci haline getirilebilir.

MEB Müsteşarı Yusuf Tekin’in” ‘Ezberci eğitimden uzaklaşmalıyız’ önermesinin epistemik bir ezber mi “ önermesi, tüm yönleriyle ele alınmalıdır. Ezberci bir eğitim sistemi, öğrencilerin beyinlerini birer bilgi bankasına dönüştürür kuşkusuz. Ve yine ezberci bir eğitim sisteminde taklitçi, eleştirmeyen, yeni bir şeyler üretmeyen, düşünmeyen bireyler yetişir. Burada, eğitimde içerik olarak neyin öğretildiği ve ezberletildiği de tartışılmalıdır.Sonuç itibariyle; genel paradigma olarak din öğretiminin ve tarım toplumunun bir eğitim algısı olarak görülen ezberci eğitim sistemine Tekin de, onu eleştirenler de karşı çıkmaktadır. Ama Tekin’in açıklamaları bütünüyle okunmadığından, sadece ezber kelimesine yoğunlaşıldığından ve önyargılarımızdan kurtulamadığımızdan; tüm taraflar olarak eğitim de karşılıklı olarak ötekileştirmelerimiz devam ediyor. Aslında Tekin’in dediği; ezberci eğitimden uzaklaşmalıyız önermesinin epistemolojik bir ezber önermesi olduğundan hareketle, birbirimize karşı olan ezber önermelerimizi yıkmalıyız, bilimi ve aklı merkeze alarak. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin.

TEILEN