KAYNAK – EĞİTİM AJANSI

Çocuklar, Okullardaki Teorik Bilgileri Günlük Hayatta da Kullanabilsinler

Tekin, John Dewey’in ve Buber’in Tartışmalarına İşaret Etmektedir

İstanbul ili İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün önemli projelerinden biri olan “Harezmî Eğitim Modeli” yeni dönem çalışmalarının tanıtımı geçen hafta yapıldı. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci’nin, bilgi işlemsel düşünme becerisiyle bilgisayar bilimleri öğretimi, programlara öğretim araçları bilimleri öğretimi, disiplinler arası yaklaşımla bilgisayar bilimleri öğretimi, robotik ve oyun yolu ile bilgisayar bilimleri öğretimi ve dünyada başka bir benzeri olmayan STEM eğitimine sosyal bilimleri de ekleyerek bilgisayar bilimleri öğretimi şeklinde beş ana başlıkta özetlediğiHarezmî Eğitim Modeliyle öğrenciler pilot uygulamalarda özgüven kazanmıştır. Tanıtım toplantısının önemli ve tartışılması gereken saptamalarından birini MEB Müsteşarı Doç. Dr. Yusuf Tekin şu şekilde yaptı: “Çocuklar, okullardaki teorik bilgileri günlük hayatta kullanabilsinler, bir işe yaradığını hissetsinler istiyoruz. Bu proje çok daha farklı bir şey yapıyor. İlkokul çağındaki çocuklar problem tespiti yapıyor. Günlük hayatta yaşadığımız problemler nelerdir, bu dünyaya ilişkin problemler nedir? Önce bunu tespit ediyor çocuklar. Sonra bir hayal kuruyorlar. Sonra da o hayallerini hayata geçirebilecekleri materyaller üretiyorlar. Aslında bizim eğitimle ilgili vermek istediğimiz şey de bu.” Tekin’in bu önemli saptamaları bizi eğitim felsefesindeki önemli bir tartışmaya götürüyor. Bu tartışma bağlamında çocukların okullardaki teorik bilgileri günlük hayatta kullanabilmelerini ve bunun nasıl olacağını ele almaya çalışalım.

Öğrenciler Okulda Öğretilen Bilgilerin Günlük Hayatla Bağlantılarını Kurabilmelidirler

Tekin’in öğrencilerin okullarda öğrendikleri bilgileri, müfredat ve diğer kazanımları güncel hayata uyarlayabilmelerinin önemi şeklinde ifade ettiği nokta, eğitimin olmazsa olmazıdır. Öğrenci günlük hayata uyarlamakta zorlandığı bilgiyi öğrenirken çok istekli olmayacağı gibi; eğer bu bilgiler günlük hayatla ilişkili değilse öğrenci, ezberleyen bir bilgi deposu olmanın ötesine de gidemeyecektir. Tekin, bizi John Dewey’in “eğitim hayata hazırlık mıdır, hayatın kendisi midir” ve egzistansiyalist bireyci eğitim felsefecisi Buber’in Bahçıvan- Heykeltıraş metaforlarına ve eğitimin huni analojisine götürmektedir. Neydi öğrenci merkezli pragmatizmin ve John Dewey’in meşhur tartışması? Yusuf Tekin’in öğrencilerde istediği gelişme bu yönüyle pragmatik eğitim felsefesinin ana amacıdır. Pragmatizm, eğitimi hayata hazırlık olarak değil; kendisi olarak görerek, öğrenciler bu süreçte kendi bilgi ve kavrayışlarını başka problemlerle karşılaştıklarında uygulayabilmeli; bunun için de öğrenciler bilgilerini inşa ederken bunu kolaylaştıracak etkinliklerle yüz yüze bırakılmalı, bunun için de öğretim yöntem ve tekniği olarak proje temelli, işbirliğine dayalı yöntemler kullanılmalı diyordu. Sayın Müsteşar’ın önemle vurguladıkları Harezmî Eğitim Modeli’nin bir ayağı bu eğitim felsefesidir. Yani; pragmatizmin eğitime yansıması, ilerlemecilik ve yapılandırmacılıkta olduğu gibi teoriyle pratiğin bir araya gelmesi, öğrencilerin sosyal yaşama katılma yeteneklerinin, problem çözme becerilerinin geliştiği yerler olmalıdır okullar.

 

Öğrenci Okulda Sosyal Hayatta Karşılaşabileceği Tüm Problemleri Çözebilme Becerileri Kazanabilmelidir

Harezmi Eğitim Modeli, yukarıdaki pragmatik eğitim felsefesi tartışmaları boyutuyla, öğrencilerin okulda sosyal hayatta karşılaşabilecekleri tüm problemleri çözebilme becerileri kazanabilmelerini hedeflemektedir. Bu yönüyle de adeta bir laboratuvar gibi olan okulda öğrenci, geleneksel sistemden farklı olarak daha etkin bir şekilde deneyimlerini oluşturmaktadır. Öğrenci tam anlamıyla yaparak, yaşayarak öğrenme metodunu uygun olarak öğrenmektedir bu modelde. Öğrencinin okuldan problem çözme becerisiyle mezun olması, her anlamda başarılı ve mutlu bir yaşam sürmesini de sağlayacaktır.

Tekin’in Açıklamaları Bireyci Egzistansiyalist Buber’in Felsefesine de Göndermelerde Bulunmaktadır

Bir diğer öğrenci merkezli eğitim felsefesi olan egzistansiyalist eğitim felsefesinin önemli temsilcilerinden Buber, çocuk merkezli eğitim felsefesini bahçıvan metaforuyla ele alarak; nasıl ki bir bahçıvan çiçeğin doğal gelişimini bozmadan toprağı vb. çevresel koşulları hazırlıyorsa; öğretmen de öğrenci için ilgili koşulları hazırlayıp, öğrencinin gelişimini kolaylaştırmalıdır, der. Yine öğretmen merkezli eğitim felsefesini deheykeltıraş metaforuyla inceleyerek, öğretmenin burada bir heykeltıraş gibi zihninde bir tasarım olduğunu ve öğrenciyi bu tasarıma uydurmaya çalıştığını söyler. İşte burada Tekin’in dediği noktaya geliyoruz. Harezmî Eğitim Modelinde ve Tekin’in açıklamalarında; öğrenci okulda öğrendiği bilgiyi günlük hayata uyarlayamazsa, çok istekli bir şekilde öğrenemeyeceği gibi; eğer bu bilgilerin günlük hayatla ilişkisini kuramazsa öğrenci-ezberleyen bir bilgi deposu ötesine gidemez.

Harezmî Eğitim Modeli, Öğrenciyi Ezberleyen Bir Bilgi Deposu Olmaktan Kurtarmaktadır

Öğrenciyi ezberleyen bir bilgi deposu olmaktan kurtaran Harezmî Eğitim Modeli, adeta Buber’in “huni” metaforundaki içeriğe meydan okumaktadır ve onun eleştirilerine katılmaktadır. Buber’in önemli bir metaforu da huni ve pompa benzetmeleridir. Geleneksel sistemde, öğretmen önceden belirlenmiş bir malzemeyi huni gibi öğrenciye, onun hiçbir aktif katılımı olmadan, aktarırken; modern eğitimlerde ise öğretmen öğrencinin gizil güçlerini pompalayarak dışarı çıkarmaya çalışır. Oysaki Harezmî Eğitim Modeli, bu iki örnekteki monolog ilişkiden farklı olarak diyaloğa dayalı diyalojik bir ilişkiye dayanır ve öğretmen ve öğrenci karşılıklı etkileşimle öğrencinin deneyimlemesini sağlarlar. Böylelikle öğrenci, aktif bir şekilde okulda öğrendiği bilgilerin günlük hayatla bağlantılarını kurarak; Tekin’in ifade ettiği gibi, teorik bilgilerini günlük hayatta kullanmayı öğrenir.

Algoritmanın kurucusu olan Harezmî’nin adının verildiği Harezmî Eğitim Modeli’nin matematik tarihinin en büyük bilim insanlarından olan Harezmî gibi büyük olmasını diliyoruz. Harezmî’nin algoritma düşüncesinden hareketle, beş aşamalı bir zemine oturtulmuş olan bu proje, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci’nin kendine özgü bir projesi, aynı diğer Adabı Muaşeret, İstanbul Öğretmen Akademileri ve Sözlük Özgürlüktür projelerinde olduğu gibi. MEB Müsteşarı Doç. Dr. Yusuf Tekin’in çocukların bu proje bağlamında, okullardaki teorik bilgilerini günlük hayatta kullanabilmeleri saptaması hayati değerdedir. Tekin, bu saptamalarıyla, bizi eğitim felsefesi tarihindeki; eğitim hayata hazırlık mı, hayatın kendisi midir tartışmalarına götürmüş ve pragmatik eğitim felsefesi anlamında John Deweyci bir anlayışla, eğitim hayatın kendisidir sonucuna götürmüş ve buradan da, öğrencilerimizin okulda sosyal hayatta karşılaşabileceği tüm problemleri çözebilme becerilerini kazanmaları gerekliliği noktasına getirmiştir. Yine, Tekin’in açıklamalarıyla Harezmî Eğitim Modeli geleneksel bakış açısına, ezberleyen bilgi deposu öğrenci bakış açısına bir meydan okuma olup; bireyci egzistansiyalist Buber’in metaforlarından hareketle, monologdan ziyade, öğretmen ve öğrenci arasında diyaloğa dayalı bir ilişkiyle, doğrudan bir huni gibi aktarımdan ziyade, öğrencinin aktif bir şekilde okulda öğrendiği, bilgilerin günlük hayatla bağlantılarını kurabilmesine dayalıdır. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bu projesinde, diğer özgün projelerinde olduğu gibi başarılı olmasını ve Harezmî gibi bütün dünyaya nüfuz etmiş önemli bilim insanları yetiştirmesini dileyerek, hepimiz bu projeye destek olmalı ve ülke geneline yaygınlaşmasını sağlamalıyız.

Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…

TEILEN