KAYNAK – EĞİTİM AJANSI

Her Şeyin Temeli Edepli Olmaktır

Din Eğitiminin Temel Kaynağı Kur’an ve Hadisler Olmalıdır

Sağlıklı Bir Din Eğitimi Yanlış Dini Anlayışlara Sapmayı Engelleyecektir

Cumhurbaşkanının başlatmış olduğu İbn Haldun tartışması vesilesiyle kamuoyu İbn Haldun gibi büyük bir düşünürü daha yakından tanıma fırsatı buldu. Kendisinden sonra gelen pek çok düşünürü etkilemiş olan İbn Haldun; iş bölümünden kültür emperyalizmine, ekonomi fikirlerine, şehir ve tarih sosyolojisine, coğrafyaya, hümanizme pek çok konuyu çağları aşacak şekilde ortaya koymuştur.

Asırlara Sığmayan Düşünür: İbn Haldun

Bu büyük düşünürün düşünce deryasından eğitim de nasibini almıştır. Asırlara sığmayan düşünür İbn Haldun’un eğitim görüşleri de dünya ve İslam eğitim tarihi adına günümüze ışık tutacak düzeyde önemlidir. Eğitimi toplumsal ihtiyaçlardan doğmuş; toplumsal bir kurum olarak görmüş olan İbn Haldun din eğitimini de Mukaddime’nin ikinci cildinde ele almıştır.

Sağlıklı Bir Din Eğitimi Yanlış Dini Anlayışlara Sapmayı Engelleyecektir

Dönemine göre çok ileri bir görüş olarak din eğitimini ve öğretimini ayırmış olan İbn Haldun, din eğitimini dini emir ve önermelerin hayata geçirilmesi, din öğretimini ise bu konular hakkında bilgiler verme ve öğretimine kılavuzluk etmek olarak tanımlamaktadır. İbn Haldun din eğitiminin işlevlerini ve amaçlarını da önemsemektedir. Sağlıklı bir din eğitimi verilmesinin yanlış dini anlayışlara sapmayı engelleyeceğini düşünmektedir. Ve din eğitimi aracılığıyla Müslümanlar bu dünyada ve ahirette mutluluğa erişebileceklerdir. Din eğitiminin amaçlarına da tabi ki uygun bilgi ve davranışlara sahip din eğitimcileriyle ulaşılacaktır.

Din Eğitiminin Temel Kaynağı Kur’an ve Hadisler Olmalıdır

İbn Haldun sağlıklı bir din eğitiminin gerçekleşebilmesi adına tüm detayları ortaya koymuştur. Uygun bir din eğitiminin temel kaynaklarının Kur’an ve hadisler olması gerektiğinin; bu nedenle ana kaynaklar Arapça olduğundan din eğitimi alacakların iyi düzeyde Arapça bilmeleri gerektiğinin altını çizmiştir. İbn Haldun bu bağlamda da Arapça dilinin öğretiminin nasıl daha iyi olacağına dair günümüz dil öğretim metotlarına yakın çağlar ötesi önerilerde bulunmuştur.

Bir İlim Deryası Olan Mukaddime’de Dini İlimler Detaylı İncelenmiştir

İbn Haldun Mukaddime’de bütün dini ilimleri incelemiş, tefsir ve kıraat ilimlerine öncelik vermiş, Kur’an’ın din ilimlerinin temeli olduğunu belirtmiş ve tüm ilimlerin Kur’an’ı açıklama ihtiyacından oluştuğunu vurgulamıştır. O, Kur’an’ın okunmasıyla ilgili ayrı bir ilim olarak “Kıraat”ilmini ortaya koyar ve bu bağlamda “Tefsir” ilminin önemini ve detaylarını açıklar. O Kur’an’ın açıklanmasında ehlisünnet mezhebinin görüşlerinin merkeze alınmasını savunur. Bu bir kırılma noktasıdır.

Her şeyin Temeli Edepli Olmaktır

Tefsirden sonra “Hadis” ilmini de önemsemiştir. Kur’an’ı açıklamak ve Müslümanları bilgilendirmek adına hadis ilminin önemli bir ilim olduğu ve hadislerin değerlendirilmesi için de “İsnat” ilmini önemser İsnat ilminde hadisler rivayet yolları kadar ifade ettikleri anlamlar üzerinde de durulmalıdır. Yani metin tenkidinden bahsetmektedir. “Fıkıh” ilmine de önem vermiş; fıkıh öğretiminde tartışma yöntemini ön plana çıkarmıştır. Din eğitiminin en önemli hususlarından biri edepli olmaktır. Allah’ın varlığının ve imani konuların akli delillerle ispat edilebilmesi için “Kelam” ilmi öğrenilmelidir. Buradaki temel amaç İslamiyet’le ilgili oluşabilecek kuşkuları gidermektir. Ama tüm bunlar ehlisünnet görüşlerinden ayrılmadan yapılmalıdır.

Tasavvuf Dini Öğretimin Dini Eğitime Dönüşmesidir

İbn Haldun tasavvufu bir üst geçiş noktası gibi görmüştür. Dini emirlerin bilinmesini ve öğrenilmesini din öğretimi olarak görürken, din eğitiminin gerçekleşmesi olarak gördüğü tasavvufu ise sözden çok amel etmek olarak görür. Tasavvufu dinin daha sağlıklı yaşanabilmesi ve daha keyifli ibadet edilebilmesi adına gerekli görür.

Din Eğitimine Dair Görüşleri Altın Değerindedir

Kültürel intiharlar olmaması adına İbn Haldun gibi bu coğrafyanın zenginlikleri olan düşünürler akıl ve bilim merkezli olarak önemsenmeli; batılı düşünürler de dâhil tüm dünya fikriyatı kucaklanmalıdır. Devlet eliyle eğitimi savunmuş ve ezberci-otoriter eğitime karşı gelmiş olan İbn Haldun din eğitimi konusunda Kur’an ilimlerinden Tefsir ve Kıraat, Hadis, Fıkıh, Kelam, Tasavvuf ve Düş Tabirlerinden bahseder. İbn Haldun yaşadığı 1332-1406 yıllarından günümüze müthiş bir bilimsel miras bırakmıştır. Bu bilimsel miras adına din eğitimine dair görüşleri de Ramazan’a girdiğimiz şu günlerde altın değerindedir…

TEILEN