KAYNAK – EĞİTİM AJANSI

Rehber Öğretmenlerin Elinde Sihirli Bir Değnek Yoktur

Hızla gelişen ve değişen toplumsal koşullar bireyleri günlük yaşamları içinde pek çok sorunla karşı karşıya bırakmaktadır. Sürekli seçimler yapmak ve kararlar almak zorunda kalan kişi bir süre sonra yalnız başına problemlerine çözüm bulamayabilmektedir. Bu kişiler öğrenci olunca işin içine okul ve eğitim boyutu da girmektedir. İşte bu noktada öğrencilerimize okulda hem psikolojik yardım sunma hem de rehberlik noktasında psikolojik danışmanlık ve rehberlik hizmetleri eğitimimizin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu faaliyet okullarımızda Psikolojik Danışma ve Rehberlik (PDR) öğretmenlerince yapılmaktadır. Kamuoyunda PDR yönetmeliğinin değişeceği konuşuluyor. MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Genel Müdürlüğü böyle bir değişiklik yapacak mıdır, yapacaksa tüm paydaşların fikrini almış mıdır?

PDR Yönetmelik Değişikliği Keyfi Uygulamaları Kaldıramayacak Kadar Hassas Bir Konudur

Böyle bir yönetmelik ben bilirimci, keyfi bir anlayışla değiştirilemez. PDR öğretmenleri okullarda çocuklarımıza eğitsel, mesleki ve kişisel sosyal alanlarda ciddi hizmetler vermektedirler. PDR öğretmenlerimizin etkili ve verimli çalışmasını engelleyecek, onların motivasyonlarını düşürecek herhangi bir çalışmanın negatif etkileri öncelikle çocuklarımıza olacaktır. Bu konudaki değişiklik duyumlarının yanlış olmasını umuyoruz. Testi kırılmadan önlem alınması anlamında PDR öğretmenliği nedir, bu öğretmenler niye bu kadar önemlidir, bu mesleğin Türkiye’deki gelişimi nedir, kısaca bu konulara dikkat çekerek olası değişikliklere kamuoyunun dikkatini çekelim istedik.

Olası Bir Değişiklik PDR Öğretmenlerinin Görüşü Alınarak Yapılmadır

Yapılacak olası bir değişiklik PDR öğretmenlerinin görüşü alınarak yapılmadır. Bu öğretmenler öğrencilerin akademik başarılarından ruh hallerine, şiddete, intiharlara ve daha pek çok şeyden sorumludurlar. Özellikle taciz ve cinsel istismar gibi konularda çok önemli sorumlulukları vardır PDR öğretmenlerinin. Bu birimler okullarda önleyici tedbirler alarak sorunların oluşmasını engeller, sorun yaşanması halinde de en az hasarla atlatılmasını sağlarlar.

Rehberlikten ülkemizde 1938’lerde eğitim sistemi içinde söz edilmişse de 1950’lerde daha bir yoğunlaşma olmuştur. 1970 yılından sonra ise rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri okullarımızda uzman kişilerce yürütülmeye başlamıştır. PDR öğretmenlerinin eğitim kurumlarında istihdamı sağlanırken ön şart psikolojik danışmanlık ve rehberlik (PDR) ya da eğitimde psikolojik hizmetler (EPH) bölümlerinden mezun olmaktır. Fakat MEB dönem dönem uzmanlık alanları PDR olmayan psikoloji, felsefe, sosyoloji ve eğitim bilimlerine bağlı bazı program mezunlarını da PDR öğretmeni olarak atamıştır. Bu farklı sıkıntılara yol açabilecek bir durumdur.

Farklı Alan Mezunları PDR Öğretmeni Olmamalıdır

Rehberlik dersi ilk olarak 1953-1954 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji ve Özel Eğitim Bölümünde yerini almıştır. PDR alanında lisans programları ise 1965 yılında Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesinde eğitim psikolojisi ve rehberlik adıyla açılmıştır. Bu hizmeti günümüzde okullarda rehberlik ve psikolojik danışma servislerindeki öğretmenler, il ve ilçelerde ise rehberlik araştırma merkezleri (RAM) yapaktadır. İşte tam da bu noktada rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri çok karmaşık süreçler olan ve farklı beceriler gerektiren bir alan olduğundan bu alanın uzmanları bu işi yapmalıdırlar.

PDR Alanının Ne Gibi Sorunları Vardır?

Bir defa bu alan ülkemizde halen profesyonel bir hizmet alanı olarak algılanmamaktadır. PDR alanının bilimsel anlayış ve çağdaş yaklaşımlarla kabul edilmesinin önündeki engeller hala aşılamamıştır. Diğer taraftan okullarımızda görev yapan PDR öğretmenleri bu işi ortak bir anlayışla yapmamaktadırlar. Okullarımızda yöneticiler ve diğer öğretmenler PDR öğretmenlerine ön yargılı yaklaşmakta, yeterince iş birliği yapmamakta ve rehber öğretmenlerden rol ve sorumluluklarının dışındaki işleri yapmaları istenmektedir.

Rehber Öğretmenlerin Elinde Sihirli Bir Değnek Yoktur

Ve sanki rehber öğretmenlerin elinde sihirli bir değnek varmış gibi bütün sorunları çözmeleri beklenmektedir. Şimdi; alan dışı kişilerin PDR öğretmeni olarak atandığı, PDR öğretmenlerine gereken önemin verilmediği, yeterli sayıda PDR öğretmeninin olmadığı, PDR öğretmeni başına az öğrencinin düşmediği, bu hizmet için yeterli fiziki koşulların sağlanmadığı bir yerde nasıl sağlıklı bir psikolojik danışma ve rehberlik bekleyebiliriz. Günümüzde özellikle eğitim kurumlarında madde kullanımı, şiddet, olumsuz davranışlar, saldırganlık ve parçalanmış aile sayılarında artış gözlenmektedir. Bu konuların çözümünde okul boyutunda en önemli görev PDR öğretmenlerine düşmektedir. Bunun için bu meslekle ilgili yapılacak değişikliklerin bu öğretmenlerin moralini bozacak değil artıracak şekilde olması gerekmektedir.

Otoriteyi Çağrıştıran Kişi PDR Öğretmenliği Yapamaz

MEB bu değişiklikleri PDR öğretmenlerinin ve tüm paydaşlarının fikirlerini alarak yapmalıdır. PDR öğretmenlerinin çalışma saatlerinin 30 saatin üzerine çıkarılması hizmet kalitesini düşürecek, PDR öğretmenlerinden nöbet tutmak gibi kendi görev ve sorumluluklarının dışında işler yapmalarını istemek otoriteyi çağrıştıracağı için öğrencilerin gidip kendilerini rehber öğretmenlere güvenli açmalarının önü engellenmiş olacaktır. Yani öğrenci kendisine nöbet sırasında bağırıp çağıran biriyle terepötik bir ilişki kurup kendini açamaz. Diğer taraftan özellikle psikolojik danışma aşaması için üst düzey bir eğitim ve beceriler gerektiren PDR öğretmenliğine, başka bölüm mezunlarının da öğretmen olmasının önünü açacak düzenlemeler yapılmamalıdır. PDR öğretmenleriyle ilgili yönetmelik değişikliği eğitimin niteliğini olumsuz değil olumlu yönde etkileyecek şekilde yapılmalıdır. PDR öğretmenlerine nöbet, sınav gözetmenliği ve ders-etüt görevleri tarzı görevler getirilmemelidir.

Bu yazımızı kaleme aldıktan ve yazı daha yayınlanmamışken Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Müsteşarı Yusuf Tekin, sosyal medyadan şu açıklamaları yaptı: “Son günlerde medyada rehber öğretmenlerimizi yanlış bilgilendiren provakatif haberler gördüm. Bakanlığımız bütün öğretmenlerimizin en verimli çalışabilecekleri ortamları oluşturabilmek için yoğun bir mesai içinde. Bütün öğretmenlerimiz bizim için ikame edilmesi imkansız katkılar veriyor. Hepsine müteşekkiriz. Yasal düzenlemelerimiz asla bu çalışma ortamını bozucu olamaz. Tersine huzurlu ve verimli bir çalışma ortamı oluşturmaya çalışıyoruz. Öğrencilerimizi bütün yönleri ile ele alan, bilgi düzeyleri kadar ahlak ve kişilik gelişimlerini önemseyen bir eğitim vazgeçilmezimizdir. Rehber öğretmenlerimiz ile ilgili yönetmeliğimiz bütün paydaşlarımızın ve öğretmenlerimizin görüşü alınarak hazırlandı. Son halini önümüzdeki günlerde yine öğretmenlerimiz ve paydaşlarımızla tartıştıktan sonra onaya sunacağız. Amacımız öğrencilerimizin ihtiyaçlarına cevap veren etkin ve çağdaş bir rehberlik sistemi oluşturmak.”

Müsteşarın Bu Açıklamaları Yerinde ve Önemlidir

Sayın Müsteşarın bu açıklamaları yerinde ve önemlidir. Bütün PDR öğretmenleri kaygılı ve demoralize bir vaziyetteydi konuyla ilgili belirsizlikten ötürü. Eğitimin son yıllarına damgasını vurmuş akademisyen kökenli bir bürokrat olan Yusuf Tekin MEB’in arşivi, beyni ve dinamosu konumundadır. MEB’in son sürecini belirlemiş kilit kişi olan Tekin dershanelerin kapatılması ve dönüşüm sürecinden, FETÖ okullarının kapanmasına, pek çok konuda kelle koltukta görev yapmış öyle ki kendisinin söylemine göre eski bir bakan tarafından bizzat tehdit edilmiş bir isim. Tüm bunları niye söylüyoruz? PDR öğretmenlerinin durumu ile ilgili Sayın Müsteşar gibi birine inanmayacağız da kime inanacağız?

TEILEN