KAYNAK – EĞİTİM AJANSI

Eğitim Bir Kamu Hizmetidir

Özel okullara karşı da olsak, yanında da olsak özel okulların ülkemizin eğitiminin şekillenmesinde rolü olduğu tartışmasız bir gerçekliktir. Sosyal devletin her yurttaşına parasız eğitim vermesi ilkesinden hareketle özel okullar ve eğitimde fırsat eşitsizliği de bir gerçekliktir. Devletin her bir yurttaşına parasız, erişilebilir, nitelikli bir eğitim vermesi gerekmektedir. Nitekim eğitim bireyin temel haklarındandır ve devletin görevi de yurttaşlarının bu haktan yararlanması için azami gayreti göstermek ve gerekli tedbirleri almaktır. Bunun içindir ki eğitim bir kamu hizmetidir. Ama sosyolojik olarak kurumlar işlevini yerine getiremeyince tampon kurumlar ortaya çıkar. İşte dünyada eğitim kurumunun işlevini yerine getirememesi sebebiyle tampon kurumlar olarak özel öğretim kurumları ortaya çıkmıştır. Bunun ana nedeni de devletlerin hantal bir yapıya sahip olması ve eğitim talebinde bulunan nüfusun fazla olmasıdır. Bu anlamda ülkemizde de şu an yürütülmekte olan özel öğretim faaliyetleri 1965 yılında çıkarılmış olan özel öğretim kurumları kanununa göre yürütülmektedir.

Özel Öğretim Tarihimiz Selçuklularla Başlar

Bizim tarihimizdeki özel öğretim anlayışı Selçuklular Döneminde üst düzey yöneticilerin bilim adamlarından aldıkları derslerle başlamıştır. Osmanlının yüzünü batıya çevirdiği Tanzimat Döneminde açılan batılı okullarla özel öğretim anlayışı yoğunlaşmıştır. Özel öğretim kurumları Maarif Nezareti’nin (Milli Eğitim Bakanlığı) kuruluşuyla devletin gözetim ve denetimi altında faaliyet göstermişlerdir. Öyle ki 10 Şubat 1864’te Meclis-i Maarif’in ikiye bölünerek Özel Okullar Dairesinin kuruluşuyla özel öğretim kurumlarıyla ilgilenen müstakil bir daire oluşmuştur. 1869 Maarif-i Umumiye Nizamnamesi ile özel okullarla ilgili düzenlemeler yapılmıştır. Maarif Nazırı Ahmet Zühtü Paşa’nın 1894 yılında hazırlattığı rapora göre; Osmanlı Topraklarında yabancılara ait 413, azınlık ve gayri Müslimlere ait 4547 özel okul bulunmaktadır. Günümüz özel Türk okullarının ilk örneği ise Özel Darüşşafaka Öğretim Kurumlarıdır. Ama Cumhuriyet Döneminde açılan ilk özel okul ise Türk Eğitim Derneği tarafından Ankara’da açılan okuldur.

Atatürk Özel Öğretim Konusu ile İlgili Ne Demiştir?

Atatürk 1925 yılı TBMM açış nutkunda; “Büyük Millet Meclisinin ve Hükümet-i Cumhuriyetin azami gayret ve vesait sarf ettiği müsellem olmakla birlikte ilim ve tahsilin feyiz ve nuruna olan iştiyak, umumu tatmin edebilmekten çok uzaktır. Önümüzdeki sene için devletçe yapılabilecek azami fedakarlığı rica ederken, erbab-ı yesardan olan vatandaşlarımıza da şayan-ı sahabet olan çocuklarımızı hususi teşebbüslerle okutup yetiştirmelerini ehemmiyetle tavsiye ederim.” diyerek özel okul açılmasını tavsiye etmiştir.

Özel Öğretimde Bir Dönüşüm Süreci Yaşandı ve Teşvik Mekanizması Oluşturuldu

Ülkemizde özel öğretimde bir dönüşüm süreci yaşandı ve teşvik mekanizması oluşturuldu. 14 Mart 2014 tarihinde yürürlüğe giren kanunla dershane dönüşümleri ön görüldü. Ayrıca özel okullarda okuyan öğrencilere teşvik verilmesi süreci başlatıldı. Bu eğitim ve öğretim desteğiyle özel okul ve özel okullarda okuyan öğrenci sayılarında artış oldu. Özel okullarda okuyan öğrencilere teşvik süreci başlamadan önce özel okullarda 656.096 öğrenci kayıtlı idi, bugün geldiğimiz noktada ise 1.166.427 öğrenci kayıtlıdır. Bu öğrencilerin 314.413’ü eğitim öğretim desteği almaktadır. Ülkemizde an itibariyle 24.050 özel öğretim kurumuz bulunmaktadır. Kurum ayrıntıları şöyledir: 8042 özel okul (2778 okul öncesi, 1277 ilkokul, 1412 ortaokul, 2575 ortaöğretim okulu), 3943 özel öğrenci yurdu ve 12.000.065 diğer özel öğretim kurumu bulunmaktadır.

MEB Çift Yönlü Bir Mekanizma Olarak Eğitim Öğretim Desteğini Uygulamıştır

Özel okulların gerçekliğine rağmen onlara tamamen öcü gibi bakmak; onların eğitim ve öğretimin niteliğine katkılarını, program geliştirme kabiliyetlerini görmemize engel olur. MEB alt ve orta gelir düzeyindeki ailelerin özel okullarda eğitime erişim imkânı elde etmesi ve kontenjanlarını dolduramayan özel okulların doluluk oranlarını artırmak için çift yönlü bir mekanizma olarak eğitim ve öğretim desteğini uygulamıştır. MEB ayrıca 2012-2013 öğretim yılından beri Organize Sanayi Bölgeleri içinde, 2016-2017 yılından bu yana da bu bölgeler dışında açılan özel mesleki ve teknik okullarında öğretim gören öğrencilere de bu teşvik programını uyguluyor. Bu teşvik kapsamında an itibariyle özel okullara 2.512.745.221 TL, OSB içi ve dışında açılan özel mesleki ve teknik eğitim okullarına ise 234.033.451 TL ödenmiştir.

MEB %7.6 Olan Özel Öğrenci Oranını 2023’te %15’e Taşımayı Hedefliyor

Dönüşüm süreciyle beraber 1636 dershane bir başka özel öğretim kurumuna dönüşmüştür. Bu dershanelerin 1471’i özel okula dönüşürken, bu dershane dönüşümleriyle 14 özel anaokul, 16 özel ilkokul, 212 özel ortaokul ve 1230 özel ortaöğretim kurumu eğitim sistemine dahil olmuştur. MEB’in hedefi ise %7.6 olan özel öğrenci oranını, 2023’te %15’e taşıyabilmek. Diğer taraftan 15 Temmuz darbe girişiminden sonra 667 sayılı KHK ile 1060 özel okul, 845 özel yurt ve 352 diğer özel öğretim kurumu olmak üzere 2257 kurumun ruhsatları iptal edilmiştir.

Özel Öğretim Genel Müdürlüğü Son Bir Yılda Neler Yaptı?

Genel Müdürlük, 6764 sayılı kanun ile öğrencilere özel barınma hizmeti veren kurumlara işyeri açma ve çalışma ruhsatı verme yetkisi verilen MEB’in, bu kurumların standartları ile çalışma usul ve esaslarına ilişkin yönergesini hazırladı. Bu yönerge bakanlar kurulundan özel öğrenci barınma hizmetlerine ilişkin yönetmeliğin çıkmasıyla yürürlüğe girecek. Yine geçen ay özel motorlu taşıt sürücü kursları yönetmeliğinde değişiklik yapılan yönetmelik yayınlandı. Buradaki temel amaç kurallı sürücü yetiştirmek. Özel öğretim kurumlarında yapılan değişiklikle özel mesleki ve teknik Anadolu liselerindeki alan ve dallara ilişkin atölye ve laboratuvar standartları düzenlendi. Belediyelerin ilköğretim ve ortaöğretim programlarına destek amaçlı ücretsiz kurs açmalarının önü açıldı. Özel öğretim kurumlarının kurucu isteği ile eğitim ve öğretim faaliyetlerine ara verebilmesinin önü açıldı. Son olarak da örgün ve yaygın eğitim kurumlarında Fars, Kore ve Urdu dillerinde eğitim ve öğretim yapılmasının önü açılarak Türkiye’de eğitim ve öğretim yapılabilecek yabancı dil sayısı 15’e yükseltilmiştir.

Özel Ortaöğretim Kurumlarının Sayısı An İtibarıyla Tarihimizin En Yüksek Seviyesine Çıkmıştır

Milli Eğitim Bakanlığı’mızın son açıkladığı veriler doğrultusunda özel eğitim öğretimimizin son halini şöyle bir gözden geçirelim. Özel eğitim kurumlarında 2012-2013 yılında 613 bin 064 öğrenci okurken bu rakam beş yılda 591 bin 899 öğrenci artarak 2016-2017 yılında 1 milyon 204 bin 963 öğrenciye ulaşmıştır. Yani yüzde 96,55 lik bir artış yaşanmıştır. Son beş yılın verileri ışığında baktığımızda özel okul ve öğrenci sayılarının arttığını görmekteyiz. Özel ortaöğretim kurumlarının sayısı an itibarıyla tarihimizin en yüksek seviyesine çıkmıştır. Son beş yılda özel okul sayısı 10 kat, özel okula giden öğrenci sayısı ise 12 kat artmıştır. Bu dönem içinde özel meslek liselerine giden öğrenci sayısı ise tam 25 katartış göstermiştir.
Özel Öğretim Kurumlarının Sayısında Son 5 Yılda Artış Yaşanmıştır
Devlet okul sayıları azalırken, özel okul sayıları ve özel okullara giden öğrenci sayıları artmıştır. Beş yıl önce Türkiye’deki özel okulların resmi okullara oranıyüzde 10 iken günümüzde özel okulların resmi okullara oranı yüzde 20’dir.Beş yıl öncesine göre devlete ait ilkokul sayısı yaklaşık 4 bin azalmıştır. Özel ortaöğretim kurumlarının sayısı an itibarıyla tarihimizin en yüksek seviyesine çıkmıştır. Bu dönem içinde özel meslek liselerine giden öğrenci sayısı ise tam25 kat artış göstererek 4 bin 348’den 111 bin 198’e yükselmiştir. Özel okulların devlet okullarına oranı yüzde 20’dir. 2016-2017 eğitim öğretim yılı itibariyle özel temel liseye dönüşen eğitim kurumu sayısı ise 1.471’dir. Son beş yılda özel okul sayısı 10 kat, özel okula giden öğrenci sayısı ise 12 kat artmıştır.

Özel Öğretim Kurumlarında Çalışan Personel Sendikalara Üye Olamamaktadır

Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Kemal Şamlıoğlu, son süreçte verdiği röportajlarla özel öğretimde neler olduğunu, Bakanlığın özel öğretim politikalarını detaylı bir şekilde açıklamıştır. Özel öğretim kurumlarının yanında da karşısında da olsak gerçekliklerini ve ülkemiz eğitimi içindeki önemini yadsıyamayız. Özel öğretimin kendi içinde pek çok sorunları bulunmaktadır. Örneğin nicelik artarken nitelikte de aynı oranda artış sağlanabilmekte midir? Diğer taraftan özel öğretim kurumlarında çalışan personelin yasal olarak sendikalara üye olmasının önünde bir engel olmamasına rağmen, kurum sahiplerinin yaptırımlarından dolayı kimse sendikalara üye olamamaktadır. Özel öğretim kurumlarının açılmasında oluşacak uzun prosedürü engelleyebilmek adına kurum açma izinleriyle ilgili valiliklere yetki verilmelidir.

TEILEN