KAYNAK – EĞİTİM AJANSI

Engelsiz ve Mutlu Yaşamlar İçin, Çalışmak, Üretmek, Kazanmak İstiyorlar…

Geçen hafta Muhammed Metin isimli 20 yaşında dünyanın en çalışkan, enerjik, yaşam dolu, hedefleri olan pırıl pırıl bir gençle tanıştım Milli Eğitim Bakanlığımızda. Muhammed tek kişilik bir ordu gibi, aslında bizlerin görmediği tüm arkadaşlarını temsil ediyor. Ve bence asıl engel onları görmemek. Muhammed’in yaşam öyküsü fırsat verilirse neler yapılabileceğinin öyküsü. Muhammed MEB Basın Müşavirliği aracılığıyla MEB Müsteşarı Yusuf Tekinle görüştükten sonra MEB’in desteğini yanına alıp MEB’le elele tutuşunca hayata daha bir bağlanmış. Benim heybemde onun güzelliğini, azmini, yaptıklarını, yapacaklarını anlatacak kadar güzel kelimeler yok. O yüzden sözü tüm arkadaşları adına hemen Muhammed’e bırakıyorum.

Heybemde Muhammed’in Güzelliğini, Azmini, Yaptıklarını, Yapacaklarını Anlatacak Kadar Güzel Kelimeler Yok…

1997 Diyarbakır doğumluyum. 4 yaşında cerebral palsy (beyin felci- genel kategoriye göre bedensel/ fiziksel engellilik) tanısı aldım. 7 yaşına kadar çocukluk dönemi nedeni ile belki her şey normaldi. Ancak 7 yaşında bir eğitim süreci başlayacaktı ne yazık ki başlayamadı. Her çocuk gibi okula gitme mutluluğu ve hevesi içindeydim. Bu nedenle evimize yakın bir okula kayıt olmak için gittik ve okul müdürü ile görüştük ve durumu anlattık. Ancak okul idaresi kaydımı yapamayacaklarını bildirdi. Gerekçe olarak da okulun fiziki yapısının uygun olmaması, okul ve sınıf mevcudiyetinin kalabalık olmasını göstererek Anayasanın 42. maddesini hiçe saydı. Bu nedenle 12 yaşına kadar Okula gidemedim. 2007 yılında ailemle birlikte Ankara’ya yerleştik ve burada da okul arayışı içerisine girdik ve sonunda 2009 yılında her yönüyle muhteşem ve örnek bir eğitim kurumu ile karşılaştık ve kayıt oldum. Okulun adı MEV GÖKKUŞAĞI’dır. Okulun fiziki yapısının engellilere uygun olmasının yanısıra en büyük özelliklerinden biri de tersine kaynaştırma eğitimi veriyor olmasıdır. Bu nedenle ülkemizde İlk model olmuştur.

Tersine Kaynaştırma: Engelli ve engel durumu bulunmayanların aynı müfredat çerçevesinde aynı ortamlarda eğitim almasıdır.

Bu okula gittikten sonra dikkatimi çeken bir şeyler gördüm. Duvarlara asılı çerçevelerde “SERÇEV” yazısını ve ilgili fotoğrafları gördüm. Doğal olarak merak ediyordum bu ne diye.

“SERÇEV” Engelleri Nasıl Aşıyor?

Çok geçmeden kısa bir süre sonra “SERÇEV” in bir dernek olduğunu öğrendim ve yetkilileri ile tanıştım, hemen ardından dernek üyelerinin çok sevdiği Sinem Başkan ile tanıştım ve iyikide tanımışım bu muhteşem insanı. Tanıştıktan kısa bir süre sonra dernek üyesi oldum 2 yıl sonra ise aktif üyelik yapmaya başladım  engellilikle ilgili çok şey öğrendim ve bu tür çalışmalara  ben de katılım göstermek istedim. Tabii bu konuda Sinem Başkan başta olmak üzere bütün dernek yetkilileri bana destek oldu. Türkiye de çok güzel örneklere imza atan bir dernek. MEV GÖKKUŞAĞI OKULU SERÇEV’ in İlk ve en muhteşem projelerindendir. Dernek 2002 yılında serebral palsili bireylerin bütün haklardan en iyi ve verimli şekilde yararlanması ve bu bireylerin sosyal yaşam başta olmak üzere her alana entegre olmalarını sağlamak için sp’ li bireylerin ailelerinin bir araya gelmesiyle Ankara’da kurulmuştur. Dernek birçok güzel  ilk’e imza atmış, atmaya da devam ediyor. Ayrıca 2017-2018 yılında SERÇEV ve MEB ortaklığında açılacak olan Serçev Engelsiz Meslek Lisesi’ne destek beklenmektedir.  Şimdi de engelsiz bir yaşam diyelim…

Engelsiz Evrensel Mutlu Bir Yaşam İçin

Serçev Derneği üyesi olduğumu söylemiştim. Bu dernek ile beraber engelli hakları savunuculuğunu da öğrendim. Bu konuya 2016′ da yoğunlaştım ve engelli bireylerin yaşadığı sorunları ve çözüm önerilerini dile getiren bir rapor hazırladım. Biraz bu rapordan bahsetmek istiyorum.  Temel olarak engelli bireylerin her alana entegre olmalarının sağlanmasını savunan raporun amacı: Engelli bireylerin de var olduğunu, okula, işe, ,oyun parklarına, AVM’lere vb. her alana gidebileceklerini, arkadaş edinebileceklerini, öğrenebileceklerini, çalışabileceklerini ve sosyalleşebileceklerini, herkes gibi yaşamlarını sürdürebileceklerini ve fırsat verildiğinde engelli bireylerin de eğitim ve çalışma hayatı başta olmak üzere her alanda başarıya ulaşabileceklerini göstermektir.  Bu amaç doğrultusunda hazırlanan rapor 4 ana konu (başlık) ve 26 maddeden oluşmaktadır.

Sosyal Yaşam Hepimizin Vazgeçilmez Hakkıdır

Raporun ana başlıkları şöyledir;- [x] SOSYAL YAŞAM- [x] ERİŞEBİLİRLİK/ULAŞABİLİRLİK- [x] EĞİTİM – [x] İSTİHDAM. Raporu hazırladıktan sonra birçok devlet büyüğümüze ulaştırma imkânı buldum. Raporu konu başlıkları ile biraz açmak ve üzerinde durmak istiyorum. Sosyal yaşam hepimizin vazgeçilmez hakkıdır. Ancak ülkemizde yaşayan 10,2 milyon engelli birey bu haktan kısıtlı bir şekilde ya da hiç yararlanamıyor ve önyargı, ötekileştirme ve sosyal dışlanmaya maruz kalabilmektedir. Örnek vermek gerekirse, Bursa’ da bir toplu taşıma aracına binerken Kanuni hakla alınan (ücretsiz binilmesine itiraz edildi.) karta itiraz ederek engelli birey ve babasını araca almayan şoför en kötü örneklerden biridir. Öte yandan dünya üzerinde 1 milyar engelli var olduğu bilinmektedir. Ancak dünya’ dan da kötü örnekler var. Örneğin Amerika’ da seçim çalışmaları sırasında bir Başkan adayı kendisi ile röportaja gelen engelli muhabiri taklit edip, kendisi ile alay ederek ötekileştirdi. Bir başka husus ise engellilere acınma, yapabilirliklerine inanmama durumudur. Buradan da örnek vermek gerekirse; tekerlekli sandalye, yürüteç (Walker) vb. görünür bir materyal kullanan birey sokakta biri ile karşılaştığı zaman karşıdaki kişi “vah vah vah..! Yazık neden böyle oldun, doğuştan mı?, Dr ne diyor, ne kadar da güzel Allah katında daha yücesin biliyor musun? Gibi sorgulamalar yaparak bireyin üzülmesine, sözel şiddete maruz kalmasına neden olmaktadır. Bu yüzden birçok engelli birey sokakta özgürce dolaşmıyor. Kısacası bu başlıkta engellilerin maruz kaldığı ön yargıların ve yaşanılan kabullenme sorunlarının ortadan kalkması, duyarlılık, empati duyusunun ve farkındalığın artması ile sosyal yaşamdaki engellerin ortadan kalkacağı ele alınmıştır.

Bir Diğer Ana Başlık İse Erişebilirlik/Ulaşabilirlik…

Birçok yer ne yazık ki engellilerin erişimine uygun değil. Asansörsüz alanlar, uygun eğim, yükseklik ve genişlik düşünülmeyerek yapılan rampa ve kaldırım sistemleri, uygun olmayan bina ve daire girişleri, kapılar, pencereler mutfak tezgâh ve dolapları ve sayılamayanlar… Engellilerimizin yaşamında tehlike yaratan bu materyal/platformlar engelliler için büyük sorun teşkil etmektedir. Erişebilirlikte yaşanılan sorunların kalkması ve bir daha ki yeni yapılarda sorun yaşanmaması için yapılan her yeni yapı ya da platformda ergoterapi (iş-uğraşı terapisi) ve endüstriyel tasarım uzmanları ile çalışılmasının önemi vurgulanmaktadır. Öte yandan ulaşabilirlik’ te çok önemli sorunlar yaşanmaktadır. Günümüzdeki toplu taşıma araçları engellilerin erişimine göre tasarlanmış değil. Bu nedenle araca binerken engelli birey büyük bir sorun yaşıyor ve binemiyor. Bu nedenle toplu taşıma araçlarının engellilere uygun olmadığı, daha kolay erişebilir ve kullanılabilir sistemlerle donatılmış araçların ücretsiz ya da düşük maliyet ile engellilere özel hizmet vermesi gerektiği savunulmaktadır.

 Sıra Anayasanın 42. Maddesi ve Birçok Ulusal ve Uluslararası Belgeler İle Önemi Vurgulanmış ve Kanıtlanmış Olan “EĞİTİM” de…

Raporun eğitim bölümünü 18 Ocak 2017 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarımız Doç. Dr. Yusuf TEKİN’ e sunarak rapora ilişkin Bakanlığımızın desteklerini aldım. Kıymetli desteklerinden dolayı Sayın Yusuf TEKİN ve Bakanlığımız’a sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Temel olarak eğitim bölümünde ise okul idaresi, öğretmen ve öğrencilerin önyargılı olmasından kaynaklı yaşanılan sorunlar, ölçme değerlendirmede (sınav) yaşanılan sorunlar ve kaynaştırma ve BEP (Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı) modellerinin işleyişinde yaşanılan sorunlar, işitme engellilerin dersi verimli anlayabilme durumunda yaşanılan sorunlar, bedensel engelli bireylerin beden eğitimi ve spor dersine katılımda yaşanılan sorunlar, okullarımızın erişebilirlik standartlarında yaşanılan sorunlar ele alındı.

ÇALIŞMAK ÜRETMEK KAZANMAK İSTİYORUM…

İstihdam (çalışma) hayatına katılmak her bireyin doğal hakkı olduğu gibi engelli bireylerin de hakkıdır. Ancak birçok engelli birey çalışma hayatına katılmayı beklerken katılamıyor. Bunun en temel nedenleri ile işverenlerin engellilere karşı önyargılı davranması ve engellilerin yapabileceğine inanmamasıdır. Diğer neden ise iş yerinin erişebilirlik standartlarının engellilerin kullanımına uygun olmaması olarak belirlenebilir. Bu sorunların çözüm ortakları Bakanlıklarımız, engellilik alanında çalışan uzmanlar Ve STK’lar, engelli birey ve aileleridir. Bütüncül bir yaklaşım ve ortak çalışmayla yaşanılan bütün sorunların ve bütün engellerin ortadan kalkacağını düşünmekteyim. Engelsiz ve mutlu yaşamlar dilerim…

TEILEN