KAYNAK – EĞİTİM AJANSI

Koca MEB’de OHAL Komisyonuna Verilecek Başka Üye Yok Muydu? MEB Hepimizin Göz Bebeği Olması Gereken Bir Bakanlığımız…

2016-2017 eğitim öğretim yılı geride kaldı. Eğitimimizin bu yılı da çok yoğundu. En son açıklanan UNICEF verilerine göre eğitim kalitesinde son sırada yer almamız eğitimin kalitesinin önemini bir kez daha vurgulamış oldu. Bu vesileyle eğitimimizin kalitesini arttırabilme adına eğitim öğretimimizin son bir yılını değerlendirmemizin faydalı olacağını düşünüyoruz.

Öğretmen açıkları, sözleşmeli ve mülakatla öğretmen alımları, yönetici atamaları, müfredat taslağı, rotasyon, FETÖ soruşturmaları, OHAL, PDR öğretmenlerinin sorunları, PISA sonuçlarındaki başarısızlık, TEOG’da 15 bin öğrencinin tam puan alması derken bir yıl geride kaldı.

Sözleşmeli ve Mülakatla Öğretmen Alımı Doğru Bir Uygulama Değildir

Daha önceden uygulanmış ve sonuç alınmamış olan sözleşmeli öğretmenliğin tekrardan ve de mülakatla alım yöntemiyle getirilmiş olması doğru bir uygulama değildi. Ayrıca sözleşmeli öğretmenlerin ailelerinden ayrı yaşamaları da onların motivasyonlarını düşürmektedir.Mülakatın getirilmesi ise, mülakat demek torpil demektir, anlayışını iyice hortlatmıştır. KPSS’den çok yüksek puan almasına rağmen mülakat nedeniyle atanamayan öğretmenler olmuştur. Çok küçük puanlarla insanların sıralandığı bir sistemde mülakat haksızlıklara yol açmıştır. Amaç güvenlikse çözüm güvenlik soruşturmasıdır. Ülkemizde mülakatlarda ve öğretmen performans sistemlerinde objektifliği yakalamak oldukça zordur. Yöntem KPSS puan üstünlüğüne göre, güvenlik soruşturmasına dayalı kadrolu öğretmenliktir. Öğretmenin sözleşmelisi, ücretlisi, vekili olmaz. Nitelikli ve kadrolusu olur.

Çeyrek Yüzyılın Hatası Mülakatla Yönetici Alımıdır

Okulların yöneticileri kadar oldukları düşünüldüğünde, yöneticilerin mülakat puanı ağırlıklı olarak atanacak olması çeyrek yüzyılın eğitim hatası olacak kadar büyük bir hatadır. Öyle ki okullardaki eğitim kalitesinin düşmesinin, bu uygulamayı yapanları da etkileyecek çok vahim sonuçları olacaktır. Bu tablo MEB’de yeni PARA-lel yapıların önünü açacak, çıkar organizasyonları daha da büyüyecek ve yönetici listelerinin önceden belirli merkezlerde liyakate bakılmaksızın hazırlanmasına ve yeni kutuplaşmalara yol açacaktır.

Hani Benim Müfredatım Nerde, Yeni Yılın Yazılmayan Kitapları Nerde?

Eğitimimiz adına gayet önemli olan öğretim programları henüz açıklanmamıştır ve ne zaman açıklanacağı da henüz belli değildir. Maalesef kamuoyunda MEB bir öğretim programını açıklama sorumluluğunu alamıyor gibi negatif bir algı oluşmuştur. Seneye 1,5 ve 9. Sınıflarda bu öğretim programlarının uygulanacağı düşünüldüğünde, eğer bu sınıfların ders kitapları el altından yazılmıyorsa, bu saatten sonra öğretim programları açıklansa bile bu kitapların yazımı kavuşmayacaktır.

Öğretmen Niteliği Konusu Gündeme Gelmiştir

Bir öğretim programı onu uygulayan öğretmenlerin niteliği kadardır. Yıl içerisinde farklı vesilelerle öğretmen niteliği konusu gündeme gelmiş ve bu bağlamda en son MEB Öğretmen Strateji Belgesi yayınlanmıştır. Elbette yeni yetişecek öğretmenlerimizin daha nitelikli olması için gerekli tüm iyileştirilmeler yapılmalıdır, ama unutmayalım eğitimimizin şu anki ana lokomotifi aktif iş başında olan öğretmenlerimizdir. Yani öğretmenlerin hizmet içi seminerlerinde gerekli iyileştirmeler yapılarak iş başındaki öğretmenlerimizin niteliğini arttırmalıyız. Öğretmenlerimize hak ettikleri saygınlığı kazandırmak için de onlarla ilgili özlük haklarında gerekli değişimler yapılmalıdır.

Koca MEB’de OHAL Komisyonuna Verilecek Başka Üye Yok Muydu?

Bitişik eğik yazı, özür grubu tayinleri, il içi ve iller arasında ailelerin bir araya gelememesi, rotasyon sistemi, FETÖ soruşturmaları, diplomaya bağlı alan değişiklikleri, PDR öğretmenlerinin sorunları, karma eğitim, PISA sonuçları, yurtlar sorunu, yurt yangınları, kurslar, temel liseler, eğitimciye şiddet vs. derken bir eğitim öğretim yılı daha geride kaldı. MEB hepimizin göz bebeği olması gereken bir bakanlığımız. Ona dair en ufak bir şaibe, negatiflik hepimizi üzeceği gibi, MEB’deki tüm değişimler de ülkece hepimizin yaşamlarını etkilemektedir. Bu bağlamda maalesef üzücü bir haber MEB’den geldi. Başbakanlık OHAL işlemleri komisyonuna seçilen 7 üyeden biri olan, yani MEB’i temsil eden üyenin kardeşinin FETÖ’den ihraç edildiği ortaya çıktı. İnsana koca MEB’de OHAL komisyonuna verilecek başka üye yok muydu diye sorarlar. Bu tip uygulamalar maalesef bakanlığımız olan güveni sarsmaktadır. Böyle bir şaibenin oluşması bile MEB adına çok üzücüdür ve MEB’in yaptığı güzel işleri gölgelemektedir.

MEB insanı merkeze alarak, öğrencilerimizi ve eğitim çalışanlarımızı özneleştiren bir yaklaşımla, akıl ve bilim merkezli olarak, günübirlik değil kalıcı politikalarla, siyasetten uzak, devlet eğitim politikalarıyla, bütüncül bir anlayışla ve hepimizin desteğiyle yoluna nitelikli eğitim yöneticisi ve öğretmenleriyle devam etmelidir.

TEILEN