KAYNAK – EĞİTİM AJANSI

Eğitimde Şiddet ve Okul Güvenliği

Can Yücel bir şiirinde, ‘’En uzak mesafe ne Afrika’dır ne Çin ne Hindistan ne seyyareler ne de yıldızlar geceleri ışıldayan. en uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir birbirini anlamayan.’’ der. Bu şiirle farklılıklarımızı yönetme becerisinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlıyoruz. Eğer farklılıklarımızı yönetemezsek toplumsal barışımıza ve bütünlüğümüze zarar veririz. Farklılıklarımızı yönetemezsek Anadolu aydınlanmasının yani Mevlâna’nın, Yunus’un, Pir Sultan Abdal’ın, Hacı Bektaş Veli’nin, Ahmet Yesevi’nin kavramlarına, hoşgörüye, yardımlaşmaya, dayanışmaya, uzlaşıya, diyaloğa daha da uzaklaşırız. Doğal olarak bunun sonucunda da şiddet kaçınılmazdır.

Şiddet toplumumuzda dikkat çeken bir boyuttayken, son günlerde özellikle eğitim kurumlarımızda da böyle şiddet vakalarının daha görünür hale gelmesi, şiddetin okul ve eğitim boyutunu, kaynağını ele alma zorunluluğu doğurdu.

Eğitim Sistemi ve Şiddet

Öğrencilerimizin birbirlerine zarar vermesi ve hatta öğretmenlerini de dövmesi eğitim sistemimiz ve okullarımızdaki şiddet adına irdelenmesi gereken önemli bir konudur. Öğretmenlerine bile bunu yapabilen öğrenciler birbirlerine neler yapamazlar ki? Okullarımızda dikkat çeken boyutta şiddet olayları yaşanmaktadır. Böyle gayet basit nedenlerden öğrenciler birbirlerini yaralamaya, öldürmeye varacak boyutta şiddet uygularken, artık öğretmenlerini bıçaklamaya, yaralamaya başlamışlardır. Gereken önlemleri almamız için birilerinin ölmesi gerekmiyor.

Unutmayalım İNSAN İNSANIN GÖLGESİNDE YETİŞİR

Okullardaki şiddet sorununu çözmek için kısa vadeli sonuç almak adına genelde güvenlik temelli yaklaşımlar tercih edilmektedir. Oysaki unutmayalım insan insanın gölgesinde yetişir. Bu nedenle pedagojik temelli yaklaşımlar da en az güvenlik temelli yaklaşımlar kadar önemlidir. Milli Eğitim Bakanlığımızda ve kamuoyunda bu çözüm yöntemiyle ilgili yeterli farkındalık oluşmamıştır. Kızgınlık normal bir duygudur, mesele bunun nasıl ifade edildiği kısmıdır. Bundan ötürü güvenlik temelli yaklaşımla şiddeti geçici olarak yok edebilirsiniz, ortadan kaldıramazsınız. Öğrencilerimize sorunlarını barışçıl yöntemlerle nasıl çözecekleri öğretilmelidir. Büyükler küçüklere örnek olmalıdır. Kişiler arası sorunların barışçıl yöntemlerle nasıl çözülebileceği öğrencilerimize bir yaşam becerisi olarak kazandırılmalıdır. Oyuncak ‘’Mazlum’’ örneğinde de olduğu gibi şiddet toplumsal yaşamda bir süreç içerisinde öğrenilir. İşin daha acı olan tarafı şiddet bir sorun çözme yöntemi olarak kullanılmaktadır. Bu konuda aile, okul, sokak ve medyanın sorumluluğu büyüktür.

Öğrencilerimize Birlikte Yaşama Becerileri Kazandırılmalıdır

Şiddet sorununun çözülmemesi eğitim sistemimizde ve okullarımızda ilerleyen süreçte daha büyük sorunlara yol açabilir. Çocukların şiddet içeren oyuncaklarla ve oyunlarla oynatılmamalıdır. Kimliğin bütününün şekillendiği 0-7 yaş arasında bu konulara gereken hassasiyet gösterilmelidir. Bu dönemden itibaren çocuğa kişilerarası sorunları şiddet dışı yollarla çözme ve yönetme becerisi kazandırılmalıdır. Okul gibi farklı dinsel, etnik kökenlerden ve kültürden, farklı cinsiyet ve yaştan öğrencilerin olduğu bir ortamda bir arada yaşayabilme ve okul güvenliği adına anlaşmazlık çözümü, müzakere ve akran-arabuluculuk eğitim programları uygulanarak öğrencilerimize ‘’BİRLİKTE YAŞAMA BECERİLERİ’’ kazandırılmalıdır.

Okullarda Şiddeti Önleme Plan ve Programları Uygulanmalıdır

Millî Eğitim Bakanlığı’mızın yapmış olduğu ve uygulandığı okullarda, şiddeti azaltma ve önleme adına ciddi başarıların sağlandığı plan ve programlar mevcuttur. Okullar bakanlığın bu tür projelerine öğretmenler, idareciler, hizmetliler de dâhil olmak üzere tüm personeliyle gönülden destek olmalıdır. Şiddetin oluşumunu tek bir sebeple açıklayamayız. Bu nedenle şiddetin önlenebilmesi de tek bir çözüm stratejisiyle mümkün olmayacaktır. Eğitimdeki şiddet problemini çözebilmek adına eğitim yönetimi kadroları ve idari merciler de dâhil olmak üzere toplumun her kesimine belli sorumluluklar düşmektedir. Okullarımızda şiddetin önlenebilmesi ve güvenli okulların oluşturulması ancak bir ekip çalışmasıyla mümkündür. Bu ekip çalışmasına başta Milli Eğitim Bakanlığımız, milli eğitim müdürlüklerimiz, emniyetimiz, tüm paydaşlarıyla okullarımız, aile, okul çevresindeki esnaflar, medya kısacası toplumun tüm kesimleri ortak olmak zorundadır. Öğrencilere gerekli rehberlik desteği de verilmelidir.

Eğitim sistemindeki şiddetin kaldırılması ve okul güvenliği sağlıklı bir eğitim yapılabilmesi için olmazsa olmazlardır. Eğitim sistemimiz içindeki şiddete yol açan aile, medya ve okul kaynaklı; kalabalık sınıflar, sevgili çatışmaları, okul iklimi, şiddet örnekleri, alkol ve uyuşturucunun artması gibi ana nedenler iyi tespit edilip tüm paydaşlarla bu sorunun çözümü için gereken hassasiyetler gösterilmelidir. Okul güvenliği kapsamında öğrencilerimizin fiziksel, sosyal ve psikolojik güvenlikleri sağlanmalıdır. Nitekim öğrencilerin güvenli ve sağlıklı bir ortamda eğitim yapmaları bireysel hakları olduğu kadar biz eğitimcilerinde görevidir.

TEILEN