KAYNAK – EĞİTİM AJANSI

‘MEB 1709 şube müdürü için ne yapacak?’, diye bir yazı yazarak gündemimizdeki en önemli eğitim sorunlarından birini ele almaya çalışmıştık. Bu yazımızda da istedik ki bakanlığımıza katkı olması açısın

Kısaca konuyu hatırlayacak olursak; Türkiye’de şu an şube müdürlüğü yazılı sınavını kazanmış 5000 dolayında atanmayı bekleyen aday var.MEB 2013 yılı sonlarında kendi kadrolarını oluşturmak amacıyla Başbakanlık Çerçeve Yönetmeliğine uygun olarak yönetmelik değişikliğine giderek ŞUBE MÜDÜRÜ sınavı ve ataması süreci başlatmış ve 2014 yılı nisan ayı itibarı ile yazılı sınavı kazanan yaklaşık 5000 aday arasından sadece sözlü mülakatı esas alarak 1709 kişinin atamasını yapmıştır. MEB şube müdürü atama şekli ve rotasyon sistemi hep kanayan yara olmuştur. Bir taraftan düzeltirken diğer taraftan bozan mantık ile çalışma yapılmıştır. Yazılı sınava alınan yaklaşık 60,000 adaydan 5000’i barajı geçerek sözlü sınava çağrılmaya hak kazanmış ve tamamen sübjektif kriterlerle yapılan mülakat sonucunda sadece sözlü puana esas olarak atama gerçekleştirilmiş ve böylelikle meşhur 1709 tanımı milli eğitim sistemimize yerleşmiştir.

Şube Müdürleri Aritmetik Ortalamayla Atanabilirdi
Atama usulü esasa aykırı idi. Neydi usul ve esas. Usul adayın yazılıdaki başarısına bağlı olarak sözlü mülakata alınması ve esası bozuk olan bir sözlü mülakat sistemi ile sadece sözlü mülakat puanına bağlı atama yapılması. Çok ilginç denildi ki, kısaca sen bu apartmandan içeri girersin ama içinde oturamazsın. Oturacak kişileri ben seçerim seni de dışarı atarım. Ama adamın apartman içinde bulunma hakkı vardı. O ne olacak, o hiç düşünülmedi. Oysa MEB 2013 tarihinden önce tüm bakanlıkların uyguladığı daha adil ve eşitlikçi olan bir sistemi denemedi denemek istemedi. Aritmetik ortalama yapılamaz mıydı? MEB yazılı sınavı kazanıp sözlü sınava katılan adayları yazılı ve sözlü sınavda aldığı puanları aritmetik olarak %50 eşit olarak değerlendirebilir ve kimseyi mağdur etmezdi. Ama dedik ya mantık baştan yanlış. Nasıl bir hamle yapayım ki okuduğumu sadece ben anlayayım. Yazdığımı sadece ben okuyayım başkası okumasın anlamasın mantığı. Yazılıyı kazanan adayın sözlüde bertaraf edilmesi dünyanın hiçbir adalet mekanizması tarafından kabul edilemeyecek bir mekanizmaydı ve er geç adalet de yerini bulacaktı. Malum DANIŞTAY İDDK sonunda kararını verdi ve 1709 şube müdürü atamasında yürütmeyi durdurma kararını onadı… Ne olacak şimdi bu çorbanın hali… Ne tadı kaldı ne tuzu…
Şimdi geldiğimiz noktada tam bir karmaşa yaşanıyor. Danıştay, 1709 Şube Müdürünün ataması için yeni bir karar daha verdi.Mesleki ve Teknik Eğitim Sendikası (METE-SEN), 1709 Şube Müdürünün atamasının durdurulması için Danıştay’a başvurmuştu. Danıştay 2.Dairesi 01/12/2016 tarihinde Yürütmeyi Durdurma Kararı vererek 1709 Şube Müdürü atamasını genel olarak bir kez daha iptal etti. Danıştay Daireleri 2014 yılından bu yana MEB 1709 Şube Müdürü atamasını hem genel davalarda hem de bireysel davalarda pek çok kez iptal etmesine rağmen yargı kararları uygulanmamıştır. Oysaki Sayın Bakan İsmet Yılmaz her fırsatta mahkeme kararlarının uygulanacağını belirtiyor. Bu konuyla ilgili TBMM’de verilen soru önergelerine yanıt bile verilmedi. Bütün bunlar hukukun çiğnenmesidir, bu süreçte pek çok hukuksuzluk yaşanmıştır.

Sınava Giren Bütün Şube Müdür Adayları Mağdur Olmuştur.

Açıkçası herkes şok olmuştur. Sınava giren bütün şube müdür adayları mağdur olmuştur. Yazılı sınavı kazanıp atanamayanlar kendilerine haksızlık yapıldığını düşünmektedirler. Diğer taraftan atanmış olan 1709 kişi ne olacağını bilmeden verimsiz bir şekilde beklemektedirler. Ve bunlar şehir değiştirmiş, krediyle ev almış, çocuklarının okullarını değiştirmişlerdir, kısacası kendilerine yeni hayatlar kurmuşlardır. Kimsenin tüm bu insanlara bunları yaşatmaya hakkı yoktur. Tek müsebbip bu konunun buralara kadar geleceğini öngöremeyen ve bu alımların bu şekilde yapılmasına karar vermiş olanlardır. İşte bu kadar içler acısı, ironik ve öngörüsüz yapılmıştır bu atamalar.

MEB Tebliği Alma Rapor Al!

Şube müdürü deyip geçmemeli, şube müdürleri eğitim sistemimizin ana taşıyıcı kolonlarıdır ve bu sorun bakanlık merkez teşkilatından bütün il ve ilçelere varıncaya kadar bütün şube müdürlerini etkileyen bir sorundur, yani bütün eğitim sistemimizi.Öncelikle bu mahkeme kararı bakanlığa tebliğ edildikten 30 gün içinde bu 1709 şube müdürüyle ilgili mahkeme kararı uygulanmak zorundadır. Yani yapılan ATAMA işlemi yok sayılmak zorundadır. Bakanlığın dava açmış olan sendikanın hiçbir üyesi yoktu veya benzeri bir nedenle, yapacağı karara itirazı mahkeme kararının uygulanma zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Haa mağdur şube müdürlerinden birinin ironik bir şekilde ifade ettiği üzere ‘MEB TEBLİĞİ ALMA RAPOR AL!’ da diyebiliriz. Herhangi biri kendisine tebliğ edilecek şeyi almak istemediğinde rapor alarak süreci uzatırmış.
Gelelim bakanlığın HÜLLE YOLUYLA bu 1709 kişiyi nasıl atayabileceğine ve neler yapabileceğine, beklenecek uygulama örnekleri şunlar olabilir:
1- MEB bütün atamaları iptal edebilir ve 1709 kişiyi yeniden aynı görevlere görevlendirebilir.
2- MEB bütün atamaları iptal edebilir ve 1709 kişiyi 76. maddeyle atayabilir.
3-MEB bütün atamaları iptal edebilir ve 1709 kişiyi ilçe milli eğitim müdür yardımcılığı gibi yeni kadrolar ihdas ederek atayabilir.
4-MEB bütün atamaları iptal edebilir ve 1709 kişiyi yeni bir KHK ile atayabilir.
5-MEB mevcut bütün şube müdürlerini havuza çekebilir ve istediklerini yeniden atayabilir.
6-MEB BU MAHKEME KARARINI UYGULAMAZ.
Ama KHK’nın dışındaki tüm çözüm önerileri yeni yargı konusu olacağı gibi şube müdürlerini sağlam bir zemine oturtmaz. Diğer önemli bir tartışma konusu da bu şube müdürlerinin bunca zaman içinde yapmış oldukları işler hukuki midir? Ama çağdaş demokratik ve hukuk sistemlerinde olması gereken 1709 kişinin görevden alınarak mahkeme kararının uygulanması ama devlet hizmetlerinin sekteye uğramaması adına geçici süreliğine bu 1709 kişinin aynı görevlerine görevlendirilmesi ve hemen yeni bir atama takviminin oluşturulup acilen uygulamaya konmasıdır. Burada yazılı sınav ve mülakat aritmetik ortalamasının hesaplanarak, şube müdürü adaylarının tercihlerinin alınarak puan üstünlüğüne göre atanması gerekmektedir. Mülakatın yapılma şeklide şeffaf olmak zorundadır. Bu bağlamda itirazlar için kamera sistemi kurulmalı ve mülakat soruları ölçme ve değerlendirme kriterlerine uygun olmalıdır. Kurulacak komisyonlara iki taraflı demokratiklik ilkesi gereği bütün çalışan örgütlerinden temsilciler alınmalıdır. Bu işin çözümü yargıyı ya da davacıyı sorgulamak onlara kızmak değildir. Sorumlu uygulanmış yönetmeliği hazırlayanlar ve bunun buraya geleceğini göremeyenlerdir. Bu bağlamda bu yönetmelikleri hazırlayan uzmanlar ne kadar sağlıklı çalışmışlardır, sağlıklı çalışmalar yapmışlarsa bile karar vericiler bu çalışmaları ne kadar ciddiye almışlardır? Şu an tam bir hukuk garabeti yaşanmaktadır. Bu saatten sonra en adil demokratik sistemle bile atamalar yapılacak olsa da birileri kaçınılmaz bir şekilde mağdur olacaklardır. MEB’in gece gündüz demeden Türkiye’nin her yerinde çalışan vefakâr, cefakâr ve eğitim sistemimizin ana taşıyıcı kolonları olan emekçisi bütün şube müdür adayları belirsizlik içinde beklemektedirler. Bu bağlamda eğitim çalışanlarımızın ve şube müdürü adaylarımızın beklentilerini hukuk çerçevesi içinde adil ve eşit olarak çözmek bakanlığımıza düşmektedir…
MEB’in Yönetici Atama Sistemi Çökmüştür.
Milli Eğitim Bakanlığımızın insan gücüne dair bütün politikaları toplumda çok ciddi tepkilere yol açmaktadır. Daha önceden kaldırılan sözleşmeli öğretmenlik yeniden getirilmiştir ve de öğretmenler mülakatla alınmaktadır. Bu yetmezmiş gibi en son çıkan mahkeme kararıyla şu an Türkiye genelinde müdür yardımcısı da atanamamaktadır. Mahkeme müdür yardımcılığı yazılı sınavını da iptal etmiştir. 17,000 yönetici atama beklerken, MEB’in yönetici atama sistemi çökmüştür. Yönetici atama ile ilgili pek çok kararlar mahkemelerden geri dönmektedir. Buradan soruyoruz: Bu kaçıncı değiştirilen yönetici atama yönetmeliğidir? Bütün bunların sorumlusu kimlerdir? Şu ana kadar kaç dava mahkemeden dönmüştür ve bunların devlete mali zararı nedir? MEB bu konuda ne yapmak istiyor, yeni mağdurlar yarattığının farkında değil mi? 1709’lar nedir? Şu an hala görev yapan 1709 şube müdürünün kurumlarına kattıkları emekler ne olacak? MEB şube müdürü atama da yanlışı yanlışla mı kapatacaktır? Eğitim emekçileri bu kadar emek verip, sınavı kazanırken; emeklerine yazık edilmemelidir. Bu resmen kadro hırsızlığı ve hülle olur yoksa. Danıştay kararlarına göre şube müdürlüğüne ilk atamalar sınavlıdır. Bu konuda kim, neye göre ve nasıl bir personel atama politikası gütmektedir? Bakanlığımızın er ya da geç adaleti tecelli ettireceğini düşünüyoruz.

TEILEN