KAYNAK – EĞİTİM AJANSI

Bir Eğitim Kurumu ve Lideri Danışmanları Kadardır.

Eğitime Yön Veren Kişilerin Danışmanlarının Bilgilerinden ve Yönlendirmelerinden Etkilendiği Düşünüldüğünde Aslında Eğitim Danışmanları Eğitimi Yöneten ve Eğitime Yön Veren Gerçek Kişilerdir.

Son günlerde bir kez daha gördük ki eğitimle ilgilenen bakan, bürokrat, siyasetçi, sendika, eğitim düşünce kuruluşları, siyasi partiler vb. kurum ve kişiler eğitimle ilgili konularda yüzeysel, slogandan öteye geçmeyen, bilimden uzak ve popülist açıklamalar yapabiliyorlar. Bu da eğitim danışmanlarının önemini bir kez daha ortaya koydu.

Kaç Tane Siyasi Partinin Sadece Eğitimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı ve Eğitim Birimi Var?
Danışman; bilgi ve düşüncesi alınmak için kendisine danışılan görevli kimse, müşavir demektir. Buradan anlıyoruz ki; bir kurumdaki danışmanın ilgili konuya dair bilgisi, uzmanlığı olacak ki o kişi kuruma veya ilgili kişiye yol gösterebilsin, kendisine danışılabilsin. Şimdi; soruyu şöyle soralım; bakan, bürokrat, eğitim komisyonu üyesi milletvekilleri, eğitim sendikaları, eğitim düşünce kuruluşları, siyasi partiler vb. kurum ve kişilerin eğitim konusunda uzman, eğitimle ilgili yeterli eğitime ve bilgiye sahip, eğitim konusunda yol gösterebilecek danışmanları; yani müşavirleri var mı? Eğitime yön veren kişilerin danışmanlarının bilgilerinden ve yönlendirmelerinden etkilendiği düşünüldüğünde aslında eğitim danışmanları eğitimi yöneten ve eğitime yön veren gerçek kişilerdir. Beynin ve bilginin güç olduğunun farkında olanlar bu nedenle bir kurumun ya da eğitim liderinin danışmanları kadar olduğunu da bilirler. Tabi bunun için öncelikle kurumların eğitime gereken önemi vermeleri gerekmektedir.

Siyasi Partilerin Sürekli MEB’i Eleştirdiğini Görürsünüz
MEB 1 milyon öğretmeni ve 18 milyon öğrencisiyle hele bir de etkileri düşünüldüğünde Türkiye’nin en büyük bakanlığıdır. Bu anlamda siyasi partilerin sürekli MEB’i eleştirdiğini görürsünüz. Ve siyasi parti liderleri de ayda yılda bir grup toplantılarında eğitime ancak bir iki kelimelik yer ayırabilecek kadar eğitime önem vermektedirler. Siyasi parti liderleri eğitime önem vermedikleri için mi, profesyonel eğitim danışmanları olmadığı için mi, mevcut eğitim danışmanları profesyonel olmadığı için mi eğitime yeterince önem vermiyorlar, MEB’i sloganlarla eleştirmenin ötesinde. Siyasi partiler açıklama yaparlarsa bizler de öğrenmiş oluruz, kaç tane siyasi partinin sadece eğitimden sorumlu genel başkan yardımcılıkları olduğunu ve hangi genel başkan yardımcılarının bu birimlere baktığını, buralarda hangi profesyonel uzman eğitim danışmanlarının çalıştığını, siyasi parti genel merkezlerinin profesyonel eğitim birimlerinin olup olmadığını.

Profesyonel Çözüm Önerileri Ancak Uzman Eğitim Danışmanlarıyla Yapılabilir
Sadece eleştirmiş olmak için eleştirmemek için eğitimle ilgili bir konuya dair eleştiriler bilimsel olarak yapılmalı, sloganların ötesine geçilmeli ve beraberinde alternatif çözüm önerileri de getirebilmelidir. Tabi yine bu profesyonel çözüm önerilerini ancak uzman eğitim danışmanları yapabilir. Siyasi partilerden sonra konunun diğer önemli bir ayağı da meclistir. Siyasi partilerin eğer varsa sadece eğitimden sorumlu genel başkan yardımcılarının eğitimden ne kadar anladıkları sorusuyla beraber meclis eğitim komisyonu üyesi milletvekilleri eğitime ne kadar hakimdirler? Diyelim ki milletvekili halkı temsilen orada ve eğitimden çok da anlamıyor. Peki, eğitim komisyonu üyesi milletvekilleri eğitim uzmanı danışmanlarla mı yoksa genel anlamda tüm işlerini yaptırdıkları danışmanlarla mı çalışıyorlar. Eee durum böyle olunca eğitimle ilgili soru önergelerinin eğitimle ilgisi olmayanlar tarafından yazıldığını anlayabiliyorsunuz konuya hakim olmadıklarını görünce de. Örneğin bir eğitim soru önergesinde bakan adı olarak eski bir eğitim bakanının adının yazıldığını görebiliyorsunuz komik bir şekilde.

Mutlaka Profesyonel, Uzman Eğitim Danışmanları Da Vardır
Meclisin diğer daha önemli ayağı da meclis grup eğitim danışmanlarıdır. Buralardaki danışmanlar eğitim bilimine hakim, birkaç yabancı dil bilen, dünya eğitim literatürünü tarayan, eğitim konularına ve medyasına hakim eğitim bilimciler midir, senin adamın benim adamım diye alınmış kişiler midir? Yine eğitim sendikaları ve eğitim düşünce kuruluşlarının da, şablon raporları düzenli olarak her yıl rakamları yenileyip aynen yayınlamanın dışında işler yapılıp alternatif projeler üretilebilmesi için eğitim danışmanlarına büyük görevler düşmektedir.
Eğitim biliminin yönetimini, tarihini, felsefesini, psikolojisini, sosyolojisini bilip; yabancı dille uluslararası literatürü düzenli olarak takip eden eğitim danışmanları göreve getirilmezse eğitimde istenen başarı yakalanamaz. Diğer türlü Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakan, bürokrat, siyasi parti, sendika ve eğitim düşünce kuruluşlarına eğitimden anlamayan, senin adamın benim adamım diye, yok parti referanslı, yok bakanın hemşerisi diye eğitim danışmanlarının getirilmesi eğitim sisteminin altına dinamit koymaktır. Eğitimle ilgili kişilerin danışmanları bu özellikleri taşımayınca, sağda solda çay içip makamcılık oynamanın ötesinde bir iş yapmayacakları gibi eğitim konularını da bilimsel bir şekilde takip etmediklerinden ya sosyal medya hesaplarından eğitimle ilgili hiçbir şey paylaşmıyorlar ya da sözde eğitimle ilgili ama eğitimden uzak paylaşımlar yapmaktadırlar.
Evet; eğitim danışmanının eğitimle ilgili işleri üstlenerek, bilgi ve uzmanlığını sermaye olarak kullanarak, eğitimle ilgili sorumluluk üstlendiği konuları inceleyip, çözümleyip, bilgi-düşünce ve teknolojiye dayalı hizmet vermesi gerektiğini anlıyoruz. İşte bu nedenle bir eğitim kurumu ve lideri danışmanları kadardır.
TEILEN