KAYNAK – EĞİTİM AJANSI

Türkiye’nin On Yıllara Dayanan Bir “Öğretmen Sorunu” Vardır

Birkaç gün önce, asıl mesleği Sosyal Bilgiler öğretmenliği olan Hasan Songur isimli bir meslektaşımız, kendi mesleğini yapamadığı için bir fabrikada çalışırken, enjeksiyon makinasına sıkışıp can cerdi. Beni, bu fabrikanın çalışma güvenliği koşullarının olup olmaması, “bir iş cinayeti”diyebileceğimiz şekilde ölmesinden ziyade; 12 yaşında okuduğum öğretmen lisesinin uygulama ilkokulunda ilk öğretmenliğe adım attığım andan itibaren, içime düşen öğretmenlik ve eğitim kısmı ilgilendiriyor. Ve Türkiye’nin on yıllara dayanan bir “öğretmen sorunu” vardır. Bu ölüm haberini aldığımdan beri canım yanıyor. Hele hele bir de bu kardeşimizin sosyal medya hesabında paylaştığı bir cümle var ki, içime oturdu:“Öğretmenim ama ne iş olsa yaparım.” Bu, nasıl bir çaresizlik cümlesidir. Özür dilerim kardeşim, meslektaşım. Sen aslında bağırmışsın da biz seni duymamışız.

Hep söylüyorum; bu ülkenin eğitim sorunları, sıradan bir öğretmen, eğitimin en üstündeki kişi kadar sorumluluk alırsa çözülür. O yüzden; bu ölüm adına, kendi payıma, Hasan Songur kardeşimden özür diliyorum.

Özür dilerim öğretmenim, Türkiye’nin on yıllara dayanan öğretmen yetiştirme sorununun çözülmesi için daha fazla çalışmadığım için…

Özür dilerim öğretmenim, bu ülkede mektupla bile öğretmen yetiştirilmesini engelleyecek kadar çok çalışmadığım için…

Özür dilerim öğretmenim, “Türkiye’nin Öğretmen Sorunu” nun çözülmesi ve öğretmenliğin toplumun en saygın meslek olmasını sağlayacak kadar çalışmadığım için…

Özür dilerim öğretmenim, öğretmenin kadrolu-sözleşmeli-ücretli değil de nitelikli ve kadrolu olmasını sağlayacak kadar çok çalışmadığım için…

Özür dilerim öğretmenim, atanamayan öğretmen sorununun çözülmesi için daha çok çalışmadığım için…

Özür dilerim öğretmenim, öğretmen alımlarının daha objektif ve daha liyakat merkezli KPSS puan üstünlüğüne göre olması ve mülakatın kaldırılması için daha fazla çalışmadığım için…

Özür dilerim öğretmenim, yıllarca bankamatik ve sıkıştırılmış programlarla formasyon verilip, plansız ve programsız bir şekilde mezun öğretmen yığılması yapıldığını daha fazla anlatamadığım için…

Özür dilerim öğretmenim, ilk öğretmen okulumuzun 16 Mart 1848’de kurulmasından bu yana, öğretmen yetiştirme sorunumuzun bir türlü çözülmesi için yeterince çalışmadığım için…

Özür dilerim öğretmenim, 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrası, 1982 yılında, tüm öğretmen yetiştiren kurumların yükseköğretime bağlanıp, 134 yıllık öğretmen yetiştirme birikimimizin çöpe gitmesini engelleyemediğim için…

Özür dilerim öğretmenim, Atatürk’ün “Öğretmenler yeni nesil sizlerin eseri olacaktır” sözüne layık olamadığım için…

Özür dilerim öğretmenim, öğretmen sorunlarıyla ilgili sadece onlarca yazı yazıp, daha fazla yazamadığım ve sana layık olamadığım için, seni,“Öğretmenim ama ne iş olsa yaparım” cümlesini kurmak zorunda bıraktığım için… Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…

TEILEN