KAYNAK: EĞİTİM AJANSI

Türkiye’yi Dünya’da Eğitimin Başkenti Yapabiliriz

Geçtiğimiz günlerde 2017 tıp, fizik, kimya, edebiyat, barış ve ekonomi alanında Nobel ödüllerini kazananlar belli oldu. Nobel ödülleri (1833-1896) yılları arasında yaşamış olan Alfred Nobel’in vasiyeti üzerine, 1901 yılından bu yana verilmektedir. Evet, birçok kişi Nobel kurumunu, İsveç Akademisi’nin kararlarını eleştirse de Dünya Nobel Ödülü’nü önemsemektedir. Tabii ki Nobel ödüllerinin kime, nasıl, siyasi gerekçelerle mi verildiği vs. tartışılabilir. Ama ben Nobel’in ne olduğu üzerinden, ülkemizin bir ilki nasıl yapabileceğini tartışmak istiyorum. Eğitimi çok yoğun olarak tartıştığımız ve önemsediğimiz bir dönemden geçiyoruz. Ve biz Enderunlardan Köy Enstitülerine uzanan eğitim deneyimimizle Türkiye’yi dünyanın eğitim başkenti yapabiliriz. Ayrıca, ülkemizi dünyada eğitimin başkenti yapabilmemiz için, prensin öpmesine falan da gerek yok. Yeter ki aklı, bilimi merkeze alalım ve eğitime eğitime aşkla, tutkuyla bağlı; eğitimden anlayanlar yön versinler. MEB, ülkemizi dünyada eğitimin başkenti yapma adına ilk adım olarak, dünyada bir ilk olarak uluslararası eğitim ödüllerini verebilir. Şimdi bu bağlamda Nobel’i ve bu işin nasıl olacağını ele almaya çalışalım.

Eğitimde En İyi Olmamız İçin Prensin Öpmesine Gerek Yok

Evet, eğitimde en iyi olmamız, ülkemizi dünyada eğitimin başkenti yapmamız ve dünyanın en prestijli eğitim ödüllerini verebilmemiz için; öyle prensin öpmesine veya sihirli bir şeylere gerek yok. Bu ülkenin tüm bunları yapacak birikimi, eğitimcisi ve bilim insanı da vardır. Ülkemiz, adeta, eğitim olimpiyatları yaparcasına uluslararası Nobel tarzı eğitim ödülleri vermelidir. Ülkemiz Nobel ödüllerinin her dalı için ayrı komite görevlendirildiği gibi eğitim ödüllerinin dallarını belirlemeli ve her dal için dünya çapındaki bilim insanlarımızı da işin içine katarak çok değerli eğitimcilerimizle MEB’e bağlı komiteler oluşturmalıdır. Ve bu komiteler MEB tarafından ilan edilecek tüzüğe uygun olarak görevlerini yerine getirmelidirler.

Ödüller İnsanlığa Hizmet Etmiş En İyi Eğitimcilere Verilmelidir

Ülkemiz MEB’in önderliğinde, insanlığa hizmet etmiş en iyi eğitimcilere bu ödülleri tüzüğe uygun bir şekilde vererek bu işin nasıl yapıldığını dünyaya göstermelidir. MEB bünyesinde bu işi organize edecek çok ciddi bir birim oluşturulmalı ve bu birim, bu ödüllerin verilmesi ile ilgili gerekli hazırlıkları yapmalı ve ilgili Eğitim Ödül Sempozyum programını organize etmelidir. Ve MEB bu ödüllerin güvenirliğini arttırmak için çaprazlama yapılar oluşturulmasına öncülük etmelidir. Bu işin içine YÖK, TÜBİTAK ve TBMM de katılmalı, oradan da üyeler alınmalı; ama son kararı MEB siyasetten uzak, tamamen bilimsel bir şekilde dünyanın eğitim başkenti olmaya aday bir Türkiye’ye yakışır bir şekilde vermelidir.

Tüm bunlar yapılırken, ülkemizin prestijine uygun, adil bir ödül sistemi, buna uygun madalya, diploma ve yüksek miktarda, yıllara göre değişen para ödülleri getirmelidirler. Ve bu ödüller ve bu ödülleri veren yapı, farklı yapılar tarafından çok ciddi bir şekilde denetlenmelidir. Tüm bu ödül sistemi, bu ödülü verecek yapı, buraya seçilecek üyelerin nasıl seçileceği, kaç yıl görev yapacakları, eğitim ödülünü alacakların nasıl belirleneceği, aday gösterileceği ve nasıl oylanacağı çok net bir şekilde ortaya konmalıdır.

Gerek ülkemizi dünyada eğitimin başkenti yapabilmemizin ilk adımı olarak gerekse de ülkemizdeki eğitimin niteliğini arttırmak, çıtayı yükseltebilmek, eğitimdeki başarıyı dünya çapında teşvik edebilmek adına; MEB adeta Nobel Eğitim Ödülü veriyormuşçasına, uygun bir isim altında uluslararası eğitim ödüllerini vererek ülkemizin Enderun’dan Köy Enstitüleri’ne uzanan eğitim deneyimini tüm dünyaya göstermelidir.Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…

TEILEN