KAYNAK – EĞİTİM AJANSI

MEB’in Kucağına Atanamayan Öğretmenler Sorununu Bırakıp, Sanki Bunun Müsebbibi MEB’miş Gibi Bir Tablo Oluşturanlar, Galiba Bu Ülkede Maliye Bakanlığı’nın, YÖK’ün ve Üniversitelerin Varlığından Habersi

Ülkemizin öğretmen açığı sorunu gittikçe çığ gibi büyüyen bir şekilde önümüzde durmaktadır. Öğretmenin eğitim sistemimizin en önemli unsuru olduğunu düşündüğümüzde, bu sorunun bir an önce MEB tarafından eğitimin tüm paydaşları bir araya getirilerek çözülmesi gerekmektedir. Yıllar içinde uygulanan yanlış eğitim politikaları sonucunda, devletimizin öğretmen ihtiyacı ile mezun ve mezun olacak öğretmen sayısı arasındaki uçurum kaygı verici bir düzeye ulaşmıştır.Bir tarafta iyi niyetle öğretmen atamak ve gerçek öğretmen açığını kapatmak isteyen ama Maliye Bakanlığı’ndan kadro alamayan MEB, bir tarafta sayıları bir milyonu bulan, atama bekleyen öğretmen adayları. Ve en önemlisi ekonomiye kendi mezun oldukları alanda katılamayan ve ekonomi dışı kalan bir milyon nitelikli eğitim ordusu; yani atanamayan öğretmenler.

Kimse Atanamayan Öğretmen Sorununun Bu Hale Gelmesini İstemezdi

MEB çok iyi niyetle atanamayan öğretmen sorununu çözmek istese de Maliye Bakanlığı’ndan yeterli kadro alamadığı için bu sorunu çözememektedir. Evet, devlet iktisattan, mühendislikten veya herhangi bir bölümden mezun olanların tamamını kamuda istihdam etmemektedir ama öğretmenlik alanından mezun olan herkesi kamuda istihdam etmesi eğitim alanındaki başarıların tüm diğer alanları etkilemesi anlamında önemlidir. Evet, kimse atanamayan öğretmen sorununun bu hale gelmesini istemezdi ama an itibariyle bu sorunun daha da büyümeden çözümlenmesini sağlamak lazım. Tabii ki geçmişe yönelik sorgulama da yapmak gerekiyor. Birilerinin öncelikle yeterince eğitim fakültesi mezunu olmasına rağmen, yıllarca sırf akademisyenler para kazansın diye, eğitim fakültesi mezunu olmayanlara bankamatik ve sıkıştırılmış programlarla nasıl formasyon verilip, atanamayan öğretmen sayısının arttırıldığını açıklaması lazım. Ve en önemlisi öğretmenliklerin normal eğitim mezunu sayısı azmış gibi bir de ikinci öğretimlerini kimler açtı? Eğitim fakültelerinden plansız bir şekilde öğrenci mezun edip, istihdam fazlası öğretmen adayı mezun eden ve fen edebiyat fakültesi mezunlarına formasyon verip umut tacirliği yapanlar, pedagojik formasyonu patolojik formasyona çevirenler, MEB’in kucağına atanamayan öğretmenler sorununu bırakıp, sanki bunun müsebbibi MEB’miş gibi bir tablo oluşturanlar, galiba bu ülkede YÖK’ün ve üniversitelerin varlığından habersizler.

Geçmiş Yıllardaki Öğretmen Yetiştirme ve İstihdam Politikasını Kimler Belirlemiştir?

Yanlış planlama sonucu yıllardır çalışamayan ve atanamayan öğretmenlerin iş gücünün ekonomiye katılamamasının zararının sorumluları, geçmiş yıllarda öğretmen yetiştirme ve istihdam politikalarını belirlemiş olanlardır. Atama bekleyen öğretmen sayımız ve gün geçtikçe bu sayının artacak olması hepimizi kaygılandırmaktadır.

MEB Bu Sorunu Nasıl Çözebilir?

Öncelikle MEB, bu sorunun çözülmesi için tüm paydaşları bir araya getirecek iradeyi ortaya koymalı ve acilen YÖK’ü, Maliye Bakanlığı’nı, sendikaları, siyasi partileri ve ilgili tüm kesimleri bir araya getirmeli ve bu konuyla ilgili irade beyanını açık ve net şekilde ortaya koymalıdır. Tüm paydaşlar samimiyetle çözüm önerilerini ortaya koymalı, bu öneriler rasyonel bir şekilde tartışılmalı ve bir konsensüs sağlanarak istikrarlı bir şekilde devlet eğitim politikası olarak uygulanmalıdır.

Ortak Akıl Sloganlara Hakim Gelmelidir

Eğitim fakültelerinin sayısı azaltılarak, bu fakültelerin niceliğinin azaltılıp niteliğinin arttırılması sağlanmalıdır. Böylelikle önümüzdeki yıllarda eğitim fakülteleri daha nitelikli ama daha az sayıda öğretmen adayı mezun edeceklerdir. Paydaşların oluşturacağı ortak akıl sloganlardan uzak olmalıdır. Bu sorun sloganlarla, kötü niyetle, vaatlerle çözülebilmenin ötesinde bir rasyonaliteye ihtiyaç duymaktadır. Eğitim fakültelerinin tüm ikinci öğretim programları kaldırılmalıdır. Ve fen edebiyat mezunlarına peynir ekmek gibi verilmiş olan pedagojik formasyon programları bir daha getirilmeyecek şekilde, kesin ve net olarak sonlandırılmalıdır.Bu sorun, bu yönüyle artık bir anda çözülme noktasının ötesine geçmiştir. Öncelikle bu sorunun daha da büyümesi önlenmeli, sorun durdurulmalı ve kademeli olarak oluşturulacak planlarla; beş yıllık bir planla çözülmelidir.

Emeklilik Teşvik Edilerek 50 Bine Yeni Kadro Oluşturulabilir

Detayların tartışılarak belirlenmesi koşuluyla, fazla ikramiye verilmesi gibi bir yöntem geliştirilerek, geçici bir süreliğine öğretmen emeklilik yaşı öne çekilebilirve öğretmenlerin bir kısmı teşvik edilerek emekli edilebilir. Oluşturulacak uygun bir öğretmen istihdam politikası doğrultusunda gerekirse işsiz öğretmen sayısı çok artmış bölümlerin bir süre eğitim fakültelerine yeni öğrenci alması engellenmelidir. Bu konuda, atama bekleyen öğretmenlerin devlette hangi kadrolar altında istihdam edilebileceğine dair; öğretmenlerin belirli sertifika eğitimlerinden geçip devletin çeşitli kurumlarından rehberlik ve psikolojik danışmanlık yapmalarına, okullara daha fazla öğretmen atanmasına, destekleme ve yetiştirme kurslarına yeni kadrolu öğretmenler alınmasına, yetişkin eğitimi için yeni öğretmenler atanmasına pek çok teori konuşulabilir. Ama tüm bunların hepsi Maliye Bakanlığı’nın MEB’e yeni öğretmen kadrosu tahsis etmesine dayanıyor.

Unutmayalım; Maliye Bakanlığı’nın daha fazla öğretmen kadrosu verebilmesi için de ekonomimizin daha iyi olması gerekmektedir. Ekonomimizin daha iyi olması için de eğitime daha fazla yatırım yapmamız ve atanamayan öğretmen sorununu çözmemiz gerekmektedir. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…

TEILEN