KAYNAK – EĞİTİM AJANSI

Ülkesinin ve Milletinin Aleyhine Çalışanlar Birer Mankurttur

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eğitim ağırlıklı olarak yaptığı dünkü konuşmasında; uzun zamandır ele almayı düşündüğüm mankurtlaşma süreci ile ilgili şunları söyledi: “Kendisiyle defalarca sohbet etme imkanı da bulduğum ünlü yazar Cengiz Aymatov’un romanında geçen ve zaman zaman kullandığım bir benzetme var. Biz, bunlara mankurt diyoruz. Mankurt beyni iğdiş edildiği için kendi toplumunu, kendi halkını hatta kendi ailesini düşman gören, onlara saldıran kişi demektir. Her terörist, bir mankurttur. Ülkesinin ve milletinin aleyhine çalışanlar da birer mankurttur… Hayatım boyunca, gençlerin bu hastalıklı zihniyetin kucağına düşmemesi, mankurtlaşmaması için çalışıp mücadele ettim. Bunun için medeniyetimize, tarihimize, kültürümüze, değerlerimize sarıldık. Bunun için hep eğitim dedik, ilim dedik, irfan dedik, inanç dedik.” Evet, Cumhurbaşkanı, mankurtlardan ve mankurtlaşmadan bahsediyor ama bunun çözümünün, bununla mücadele etmenin yolunun da eğitim olduğunu belirtiyor. Şimdi kısaca mankurtlaşmanın ne olduğunu ele aldıktan sonra MEB’in, Cumhurbaşkanı’nın ifade ettiği üzere bu mankurtlaşma süreci ile eğitim yolu ile nasıl mücadele edebileceğini ele almaya çalışalım.

Mankurtlaşma, Bir Soğuk Savaş Silahıdır

Mankurtlaşma, yalnız başına bir kavram olmanın ötesinde, özellikle eğitim ve kültür politikaları yoluyla gerçekleştirilebilecek bir süreçtir. Aslında, bir yönüyle, kültür emperyalistlerin bir soğuk savaş malzemesi olarak kullandıkları bir silahtır. Buradaki amaç ve savaş; mankurtlaşma yoluyla bir ulusun çocuklarının zihnini ele geçirmek, Cumhurbaşkanı’nın söylediği üzere; ülkesinin ve milletinin aleyhine çalışır bir noktaya getirebilmektir. Çocukluktan itibaren, farklı yollarla ama özellikle eğitim aracılığıyla yıkanan beyinler, böylelikle, ülkemizin ulusal kimliğinden uzaklaştırılacak; toplumumuza, kültürel değerlerimize yabancılaştırılacaklardır.

MEB, Gençlerimize Biz Dedirtebilmenin Yolarını Arttırmalıdır

Ülke olarak hepimiz aynı gemideyiz. İşte bu mankurtlaşmayı önleyebilmenin en önemli yollarından biri; MEB’in tüm gençlerimize biz dedirtebilmenin yollarını arttırmasıdır. Bu yolla; ülkemizin ulusal direnci arttırılmalı ve dünyadaki olaylar karşısında ulusal tepkiler verebilmeliyiz. Eğitim süreçlerimiz, çocuklarımızın mankurtlaşmasını engelleyecek şekilde kurgulanmalıdır. Aksi taktirde; Cengiz Aymatov’un“Gün Olur Asra Bedel” yapıtında yer alan efsanedeki gibi, çocuklarımız ailesini, kültürünü, benliğini unutur, yani hafızasını kaybeder ve birer mankurt haline dönüşürler. Ve bu mankurtlar, yaşadığımız üzere efendilerinin emirlerinden başka bir şey yapmaz hale gelirler.

MEB, Zihnimizin Mankurtlaşma Yönünde Yeniden İnşa Edilmesini Önlemelidir

Mankurtlaşma süreci öyle bir savaş alanıdır ki; burada kitle iletişim araçlarına varıncaya kadar pek çok aygıt kullanılır. Oysaki ülkemiz tarihsel kökenlerinden gelen pek çok devlet kurmuş bilinciyle tüm bu mankurtlaşma ve kültür emperyalizmi süreçleriyle baş edebilecek güçtedir. Ama unutmayalım ki; tüm bu mankurtlaşma süreçlerinin panzehiri iyi bir eğitimdir. Ülkesinin hedeflerinin farkında olmayan, uyuşturucuya ve farklı bağımlılıklara itilmiş, uyuşturulmuş bir gençlik tam da mankurtlaşmaya müsait bir gençliktir. İşte bu gençliğe, temel kültürel kodlarımızı edebiyatımız, sanatımız, eğitimimiz aracılığıyla verip, onları bilinçlendirmek zorundayız.

MEB, Dil Politikalarımızı Tüm Yönleriyle Gözden Geçirmek Zorundadır

Buradaki bir başka nokta da dil öğretimi politikalarımızdır. MEB’in yabancı dilde eğitim politikalarımız dahil, dil politikalarımızı tüm yönleriyle gözden geçirme zorunluluğu ortadadır. Türkçe’nin bir bilim dalı olarak daha fazla ön plana çıkarılması gerekmektedir. Ve en önemlisi, bu mankurtlaştırma süreçlerini önleyebilmenin en önemli yöntemi; çocuklarımızın kendi beyinleriyle düşünebilmelerini sağlayabilmek, eleştirel düşünme becerilerini artırabilmek için gençlerimizi bilimsel bilgiye yaklaştırmaktır.

MEB; Herhangi Bir Grubun Çocuklarımızı Eğitim Sistemi İçinde Mankurtlaştırmasına Müsaade Etmemelidir

Cumhurbaşkanı, konuşmasında özellikle eğitimi, mankurtlaştırmanın panzehiri olarak gösteriyor. İşte bu kadar önemli olan eğitimde ,MEB, herhangi bir grubun, devletin içine sızarak, çocuklarımızı eğitim sistemi içinde mankurtlaştırmasına müsaade etmemelidir. Devletimiz tüm çocuklarına eşit mesafede durarak, onları, biz diyebilecek şekilde medeniyetimizi, tarihimizi ve kültürümüzü öğreterek bilim merkezli, evrenseli de gözeterek yetiştirmelidir.

MEB, Gençlerimize Aklını Kullanabilmeyi Öğretmelidir

Cumhurbaşkanı’nın altını çizdiği bu mankurtlaşma sürecinin engellenebilmesi için MEB, gençlerimize aklını kullanabilmeyi öğretmelidir. Keza, bu mankurtlaşma oyununa gençlerimizin gelmemesi için aklını kullanan, kültürümüze önem veren, bilimi anahtar edinmiş gençlere ihtiyacımız vardır.

Yukarıda sözünü ettiğimiz mankurtlaşma süreciyle mücadele etmenin pek çok yolu olduğu gibi, panzehiri eğitimdir. Günlük tartışmaların ötesinde, bir ortak akla dayalı olan devlet aklının, iradesinin merkeze alınacağı bir eğitimde, tüm toplumumuzun içinde olacağı bir mücadeleyle, bu mankurtlaşma süreciyle baş edebiliriz. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…

TEILEN