KAYNAK – GERÇEK GÜNDEM

Sen FETÖ Yayınlarından Kitap Çıkar, MEB’de Sabaha Kadar Maklube Partileri Yap, Maklubecibaşı Ol, Sonra da İki Aylık Gariban Sendikalıya Defterini Dürerim De

İzinleri Olmadan MEB’de, İlde, İlçede Kuş Bile Uçmayan Abiler ve Onlarla Yatıp Kalkıp İş Tutanlar Neredesiniz?

MEB’in Karşısındaki Cemaatin VIP Dershanesine Çocuklarını Yollayan MEB Üst Yönetimi Neredesiniz?

MEB’e Her Alınan Referansıyla Alındığına Göre MEB İnsan Kaynaklarının Arşivinde Tüm Arşivler Gibi Kimin Kim Olduğunun da Arşivi Vardır

 Koca MEB OHAL Komisyonuna Ancak Kardeşi Fetö’den Alınan Birini Verecek Kadar mı Temiz Bu Konuda…

Tüm bu yazacaklarımı bu devletin yatılı okullarında büyümüş, önce sosyal demokratik hukuk devleti diyen bir eğitimci olarak yazıyorum. Her insan, inançlarını devlet garantisi altında gönlünce yaşayabilir ama bu bağlamda halkın hizmetkârı olması gereken devletin ise bu yönüyle rengi olmaz ve herkese her konuda eşit mesafede olması gerekmektedir. Bunları niye mi diyorum? Ülkemiz, çok zor bir 15 Temmuz süreci geçirdi ve zor günler geçirmeye devam ediyor. Zamanında bizler, eğitim camiası içinde “Bakın eğitimde böyle ‘F Tipi’ örgütlenmeler değil, sadece eğitim örgütlenmeleri olmalı” dediğimizde, “Konuşma lann… ile başlayan bilmem hangi kültürlü cümleler ile biten” çok ciddi dışlanmalara, mobbinglere maruz kalıyorduk. “Fettullah Gülen deme, Hoca Efendi de” diyorlardı. İşte bu bağlamda bugün yazacaklarım bu devletin ilerde yine böyle tehlikelerle karşı karşıya kalmaması adına önemlidir. Ve bu nedenle de devletimiz, özelde de Milli Eğitim Bakanlığı, tamamen liyakat merkezli bir örgütlenmeye gitmeli; eğitim ağalarının, eğitim zübüklerinin kendi çıkarına uygun, kendi adamlarını getirdiği, belli cemaatlerin hakim olduğu, şu bu sendikanın listelerine göre ya da şu genel müdürün keyfine, akrabalık, hemşerilik ilişkilerine göre değil.

                   Kraldan Çok Kralcılar, Cumhurbaşkanı Dershaneleri Kapatırken Neredeydiniz?

Ben, konuyu eğitimin günlük yansımaları ve iç kulisler açısından ele alacağım. Yoksa bu konuda siyaseten çok şey söylenebilir. Hatırlar mısınız; Cumhurbaşkanı, bir dershaneleri kapatma süreci başlattı. Tam da o dönemde, tüm bunlara rağmen çocuklarını ve akrabalarını halen cemaatin okullarına yollayan MEB yöneticileri kimlerdir; tüm bunlara rağmen, hemen MEB’in karşısındaki cemaatin VIP dershanesi dahil pek çok VIP dershaneye çocuklarını aynı başka özel okullara bedava gönderdikleri gibi gönderen MEB üst yönetimi olmuş mudur?

Hazır konuyu açmışken, bu dershanelerin kapatılma sürecinden gidelim. Dershaneler kapatılırken ayak sürüyüp “Ya ola ki bu cemaat bir gün yeniden güçlenir, ya Cumhurbaşkanı devrilip giderse” kafasıyla dershaneleri kapatmayan il müdürleri, MEB üst yönetimi! Şu an nerede, ne iş yapıyorsunuz? Dershanelerin kapatıldığı belirli dönemlerin tamamında rapor alıp, FETÖ’nün okullarını kapatmayıp şu an halen görevleri başında olan il milli eğitim müdür yardımcıları var mıdır?

MEB Müsteşarı, Bakan Tarafından Tehdit Edilip Provokatörlükle Suçlanırken; Siz, Maklube Partileri Veriyordunuz

Birileri çocuklarını bakanlığın karşısındaki cemaatin VIP dershanelerine göndermeye devam ederken, MEB Müsteşarı Yusuf Tekin gibi birileri tehditler alıyor; kelle koltukta, önce devletim diyerek dershaneleri kapatmaya çalışıyordu. Eğitim bakanları ve üst yönetiminden Cumhurbaşkanı’nı ciddiye alıp dershaneleri kimse kapatmak istemedi, hep bugün yarın bugün yarın yaptılar. Tüm bunlar olurken Yusuf Tekin, 15 Temmuz’u, 2013 ‘te öngörmüş, bakan tarafından tehdit edilmiş, pek çok siyasetçi tarafından provokatörlükle suçlanmıştı. Tekin her gün tehditler alıp kavga ederken, dershaneleri kapatmaya çalışırken çok sayıdaki siyasetçi büyüğü ona “Sen provokatörsün, provokasyon yapıyorsun” diyor. Bu konunun detaylarına “15 Temmuz’u 28 Şubat 2013’te Öngörmüş, Bakan Tarafından Tehdit Edilmiş, Pek Çok Siyasetçi Tarafından Provokatörlükle Suçlanmış EĞİTİME BAKAN Adam Kim?” adlı yazımda değinmiştim. Bu adam, gazete manşetlerinden açık açık “Müsteşarın 45 gün ömrü kaldı” denecek kadar tehdit ediliyor. Tüm bunlar yaşanırken, şimdi kraldan çok kralcı olanlar ne mi yapıyordu; MEB’de sabaha kadar maklube partileri yapıyorlar, baş maklubecilik oynuyorlar, MEB’in abisi ve il abileri üzerinden, bir taraftan oraya buraya, sanki MEB babalarının çiftliğiymiş gibi kadro dağıtıyorlar; cemaat özel okullarına ve diğer özel okullara arsa falan dağıtıp, hem kendi ceplerini dolduruyor hem de dinen rahatlıyorlardı.

Devletimizin İçine Hiçbir Yapının Sızmasına Müsaade Etmemeli ve Bu Konuda da Yanında Olmalıyız

Devletimizin içine hiçbir yapının sızmasına müsaade etmemeli ve bu konuda da yanında olmalıyız. 15 Temmuz sürecinden sonra, en fazla kişinin işine son verilen yer MEB. Yani FETÖ de eğitimin farkına vararak burada örgütlenmiş. Bunun hepsine tamam da; sahi, bu kadar tehlikeli diye nitelendirilen bu örgüt, bu kadar aptal mı; hiç mi MEB merkez teşkilatında da örgütlenmemiş; hiç mi müsteşar yardımcısı, genel müdür, daire başkanı, şube müdürü, il müdürü, il milli eğitim müdür yardımcısı, ilçe milli eğitim müdürü düzeyinde örgütlenmemiş? Allah Allah! Ee, sen devletin resmi izin verdiği sendikaya kazayla iki aylığına üye olana “FETÖcüsün, bak senin defterini dürerim, sen ve yakınların devlette bir yere gelemez” de, sen de FETÖ’nün yayınlarından kitap çıkar, çocuklarını VIP dershanelerine yolla… Demokrasilerde, şahıslar defter düremez; hukuk hesap sorar; gerekirse ve zamanı gelirse sizden, gerekirse benden, ondan.

                                                O Dönemin İl Abilerine N’oldu?

Bu tip mücadeleler; bir iki tweet atmakla, tankın önünde foto çekmekle olmaz. Bu yapıyı MEB’de hala koruyan birileri mi var? Yoksa Şirin Payzın’a yapıldığı gibi, taktik mi yapıyorsunuz? İş, öyle bir noktaya geldi ki; MEB’de biri, birinin ayağını kaydıracağı zaman ya da bir yerlere getirmek istemediği zaman hemen bu FETÖcü iftirası atıyorlar. Sahi; dönem içinde FETÖ’ye özel okul pazarlayan farklı il müdürleri,  nerdesiniz? FETÖ’nün yayınevlerinden kitapları çıkarıp; bu, 17-25 Aralık’tan önceydi diyenler, nerdesiniz, dönemin il milli eğitim abileri nerdesiniz, gece sabaha kadar MEB’de maklube partileri yapıp kadro dağıtan maklubecibaşları nerdesiniz, 17-25’den sonra bile çocuklarını bakanlığın karşısındaki cemaatin VIP dershanelerine yollayan MEB üst yönetimi nerdesiniz? Ayağını kaydırmak için iftira atıp tehdit ettiğiniz, aba altından sopa gösterdiğiniz sıradan öğretmen FETÖcüyse; siz, baş FETÖcüsünüz.

İşi, FETÖ’nün son akşam yemeğine çevirdiniz, niye mi? Şimdi bu yazıdan sonra bile, “İsa’nın Son Akşam Yemeği” tablosundaki gibi yüz ifadelerinizi görebiliyorum. Herkes, ben değilim o, diyor. Ama isterseniz, daha da detay yazabilirim. Devletime hizmet etmekten mutlu olurum. Vazgeçin; insanların böyle gazete haberleriyle, iftiralarla, şantajla, tehditle ayağını kaydırmaktan; eğitimle uğraşın. Bu, Şirin Payzın’a yapılan taktiklerden de vazgeçin. Yok, eski FETÖcü il müdürünü şu müsteşar yardımcısı koruyor; yok, şu genel müdürü bilmem kimin özel kalem müdürü koruyor; yok, şunu şu koruyor; şu şuraya; şu külliyeye yakın. Aklınızı mı kaçırdınız siz! Cumhurbaşkanı ölümden dönmüş, bir FETÖ kavgası veriyor; siz, yolsuzlukları olan ve FETÖ’yle ilgili isimleri Cumhurbaşkanı ve Külliye koruyor diyorsunuz. İşte bunun adı; “Şirin Payzın Sendromu.” Şirin Payzın Sendromu da benim literatüre hediyem olsun. Bu konuyu, “Şirin Payzın Sendromu Eğitimde De Yaşanıyor Mu?”  diye, ayrı bir yazı olarak zaten kaleme alacağım. Haa, sizi, sözünü ettiğiniz sözde (ki ben yalan olduğunu düşünüyorum) bu makamlar koruyorsa; biz sıradan eğitimcileri de bu kavgada önce hukuk, devletimiz ve Cumhurbaşkanı koruyor. Hodri Meydan…

Koca MEB OHAL Komisyonuna Ancak Kardeşi Fetö’den Alınan Birini Verecek Kadar mı Temiz Bu Konuda…

Koca MEB’de OHAL Komisyonuna Verilecek Başka Üye Yok Muydu? MEB hepimizin göz bebeği olması gereken bir bakanlığımız. Ona dair en ufak bir şaibe, negatiflik hepimizi üzeceği gibi, MEB’deki tüm değişimler de ülkece hepimizin yaşamlarını etkilemektedir. Bu bağlamda maalesef üzücü bir haber MEB’den gelmişti. Başbakanlık OHAL işlemleri komisyonuna seçilen 7 üyeden biri olan, yani MEB’i temsil eden üyenin kardeşinin FETÖ’den ihraç edildiği ortaya çıkmıştı. Tabiki suçun bireyselliği ilkesi vardır. Ama insana koca MEB’de OHAL komisyonuna verilecek başka üye yok muydu diye sorarlar. Bu tip uygulamalar maalesef bakanlığımıza olan güveni sarsmaktadır. Böyle bir şaibenin oluşması bile MEB adına çok üzücüdür ve MEB’in yaptığı güzel işleri gölgelemektedir. İşin ilginç yanı hadi verirken bilmiyordunuz kardeşinin bu durumunu. Ee sonra dan değiştirebilirdiniz bu kişiyi. Eee olur mu canım delikanlı adam geri adam atar mı, arkadaşlar burası devlet delikanlılık alemi değil. Kurallar var, racon kesme yeri değil, haa bir racon kesilecekse de devlet yeri ve zamanı gelince herkese keser hukuk içinde, rahat olun

Sahi; bu kadar çok kişinin işine son verilen MEB’de, Sayın Bakan açıklarsa biz de öğreniriz, hangi üst düzey yöneticiler FETÖ’den alınmış. Sizin akrabalarınız MEB’de ve diğer devlet kurumlarında FETÖcü falan değilse, niye açıklamıyorsunuz bu listeleri? Yoksa hala, Cumhurbaşkanı’nı da FETÖ’yle mücadele ediyormuş gibi kandırıp, mücadele etmiyor musunuz? Sahi İzinleri Olmadan MEB’de, İlde, İlçede Kuş Bile Uçmayan Abiler ve Onlarla Yatıp Kalkıp İş Tutanlar Neredesiniz? MEB’e her alınan referansıyla alındığına göre MEB İnsan Kaynaklarının arşivinde tüm arşivler gibi kimin kim olduğununda arşivi vardır… Savcılar tüm terör örgütleriyle mücadele edilmesi gerektiği gibi FETÖyle de gerçekten mücadele edeceklerse, buralara bakıp kim kimin zamanında kimin referansıyla kim tarafından alınmış çok rahat öğrenebilirler… Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…

TEILEN