KAYNAK – EĞİTİM AJANSI

Kimse Kusura Bakmasın, Mutluyum, Yazmak Zorundayım

Pek Çok Milletvekili Çok Üst Görevlerde Olsalar Bile Görevden İndikten Sonra Tarih Olurlar Oysaki İrgil Daha Görevdeyken Bile Tarih Yazmıştır, Hem de Türk Eğitim Tarihine Ve On Binlerce Eğitimcinin Kalbine…

Sokakta, okulda, üniversitede, cezaevinde, hastanede, meydanda… Eğitimle ilgili aklınıza gelebilecek, gelemeyecek her yerde olan bir İNSAN, kim mi? CHP Milletvekili Ceyhun İrgil.Ben, eğitimi yirmi yıldır tüm boyutlarıyla takip etmeye çalışan bir yazar olarak, kimse kusura bakmasın, mutluyum, yazmak zorundayım. Yoksa eğitime ihanet etmiş olurum. Ceyhun Bey’le tanışmam çok ilginç bir döneme denk gelir ama o, eğitim tarihine altın harflerle yazılmak üzere bende kalsın.  Ceyhun Bey’i ilk başlarda pek çok kimseden saklamaya çalıştım, belki çalarlar korkusuyla. Garip adamdı. Niye mi bir siyasetçiden başka her şeye benziyordu? Nazikti, çalışkandı, bilimsel metodoloji biliyordu, yazıyordu. Ama asıl mesleği tıp doktorluğuydu.

Eğitimin Canlarına Dokunarak “Milletvekilliği Yapmak” İle “Milletvekili Olmak” Farkını Ortaya Koydu

Daha sayamadığım pek çok özelliğe sahip Ceyhun İrgil’le tanışıp, onu herkesten saklamaya çalışırken, meğerse herkes onu tanıyormuş. Herkes dediğime bakmayın; eğitimle ilgili, sağlıkla ilgili derdi olan herkes… Sadece ben size Ceyhun Bey’i milletin ve mağdurların tanıdığına dair en az beş on örnek anlatabilirim. “Abi, bi Ceyhun abi var, bi Ceyhun baba var, adam gibi adam” diye başlayan on binlerce “CAN”a dokunan adam Ceyhun İrgil.Siyasi parti farkı gözetmeksizin, on binlerce insanın yardımına gece gündüz koşmuş bir milletvekili. Onu bazen, atanamayan öğretmenlerle ilgili basın açıklaması yaparken, bazen de gecenin dördünde mağdurlara tweetterdan cevap yazarken görürsünüz. Bazen gündem o kadar yoğundur ki; günde en az 2-3 basın açıklaması yapar. Pek çok yetkilinin aylarca bir tweet bile atmadığı eğitim konularında bir gün içerisinde yüzlerce tweete cevap vermiş, sessizlerin sesi olmuş, eğitim mağdurlarıyla sayısız yüz yüze ve telefon görüşmeleri yapmıştır.Bugüne kadar gördüğüm, olaylara en hızlı, bilimsel, araştırmacı, sağduyulu tepkiler veren vekillerdendir. Bazen, biz, eğitimci yazarlardan bile önce yanıt vermiştir eğitim sorunlarına, hem de çözüm önerileriyle beraber. Bence bu yönüyle bize milletvekilliği yapmak ve milletvekili olmak arasındaki farkı göstermiştir. O, milletvekili olmuştur. Milletvekilliği yapmak, yasalar çerçevesinde sıradan bir milletvekili olmaktır. Oysaki Ceyhun İrgil; tutkuyla, aşkla, nezaketle milletvekilliğine adanmıştır, yani milletvekili olmuştur. Olmak ve yapmak fiillerinin farkını yaşayarak göstermiştir. Eğitim canlarına dokunarak milletvekili, milletin, eğitim camiasının vekili olmuştur. “Milletvekili olmak bir “CAN”a dokunmaktır” sözü adeta onun yaşayan sloganı olmuştur.

                             Kimler Geldi, Kimler Geçti, En Güzeli Senin Kadar Sevilmedi

Ceyhun İrgil, çok az milletvekiline, hatta çok az bakana nasip olabilecek bir üne kavuşmuştur. Bu sözleri laf olsun diye asla bir vekilin arkasından söylemiyorum. Ceyhun Bey şu an bir makamda olsaydı, ben de kendi kendime bunları yalakalık için mi yazıyorum derdim.Tüm Türkiye’de çok az kişiye nasip olabilecek bir sevgiye ulaştınız. Kanıtım mı ne? Hemen söyleyeyim; öncelikle dokunmadığı, ilgilenmediği eğitim sorunu ve mağduru kalmamıştır.Herkese ama herkese mutlaka çözümlerle beraber dönüş yapmıştır. Ceyhun Bey’le ilk tanıştığımızda eğitim komisyonuna yeni başlamıştı ve tweetterdan yaklaşık 8 bin takipçisi vardı. Bugün ise 61 bin. Aradaki 53 bin kişi, Türkiye’nin her yerinden nitelikli eğitim takipçileridir ve bence bu çok ciddi bir başarı öyküsüdür. Tabii, bunları ona söyleseniz, gayet mütevazı bir şekilde reddedecektir. O, parlak ekran yüzlü vekillerden olup popüler olmak yerine, görünmeyen ama dokunan hizmeti tercih etmiştir. Pek çok bakandan bile yoğun bir tempo göstermiş olan bu vekil, mütevazi ve alışkın olmadığımız bir şekilde, kendi kendine verdiği sözü tutmuş ve bu dönem milletvekili adayı da olmamıştır.

On Binlerce İnsanın Onunla İlgili Söylediklerini Hiçbir Genel Başkan Yardımcılığına Ya da Bakanlığa Değişmem

Oysaki eğitim konusunda bu kadar deneyimli, eğitim camiasının sevdiği bir isim, eğitim konusunda çok üst düzeyde hizmetler vermeye devam etmelidir. Ayrıca bu tip hizmet insanlarının aday olması da gerekmez, gerekmemelidir. Nabzı iyi tutan insanlar, Ceyhun İrgil gibi kişiler çağırıp, çok daha iyi hizmetler için görevlendirmelidirler. Ne yalan söyleyeyim, kıskanmadım desem yalan söylemiş olurum. Uğur Dündar’dan Abbas Güçlü ’ye, on binlerce insanın onunla ilgili söylediklerini hiçbir genel başkan yardımcılığına ya da bakanlığa değişmem.

                                       Güçlü, Disiplinli, Liyakatli Bir Ekiple Çalışıyor

Onun tüm bu övgüye değer başarısının altında, tabii ki, herkesin tanımasını istediğim güçlü ve disiplinli ekibinin de katkısı var. O ve bu liyakatli ekibi öğrenci, akademisyen, üniversite çalışanı ve ailelerinden oluşan milyonlarca insanın hayatına dokunan kararların alınmasında çok ciddi katkılar koymuşlar ve sorun sahipleriyle bizzat görüşmüşlerdir. Ayrıca bunlar sadece eğitimle ilgili söylediklerim. Onun sağlık alanı ve kendi şehri Bursa ile ilgili yaptığı çalışmalar ise cabası. Eğitimle ilgili son süreçte çıkan öğrenci affı için 2 yıla yakın mücadele etmiştir. 16 bin genç akademisyenin kadrolarına dönmeleri için, yani ÖYPliler için çok ciddi bir çaba göstermiş ve sonuç alınmasında çok önemli katkılar sağlamıştır. 65 bin öğrenci sürgünü, işsiz kalan masum akademisyenler, OHAL mağduriyetleri için yasal çabalar, ulusal yayın arşivi, üniversitelerin bölünmesi, yeni üniversiteler vb. onun ilgilendiği ve özel çaba gösterdiği 3 yıllık eğitim konularının sadece bazılarıdır.

Evet, Ceyhun İrgil… Kimse kusura bakmasın, yazmak zorunda olduğum için mutlu olduğum isim. Pek çok milletvekili çok üst görevlerde olsalar bile görevden indikten sonra tarih olurlar oysaki İrgil daha görevdeyken bile tarih yazmıştır, hem de Türk eğitim tarihine ve on binlerce eğitimcinin kalbine. Sözleşmeli ve atanamayan öğretmenlerin, tüm eğitim mağdurlarının Ceyhun abisi. Ama bence hala eğitim tecrübelerinden daha üst görevlerde yararlanılması gereken yazar, sözünün arkasında duran milletvekili. Ama eğitimin “CAN”larına dokunarak hepimize “milletvekilliği yapmak” ile “milletvekili olmak” arasındaki farkı gösteren… Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…

TEILEN