KAYNAK – EĞİTİM AJANSI

Ülkemizin İnsan Doğası Tasarımından Ne Anladığı Öğrencilerimize Verilecek Eğitimi Belirler

Eğitimimizin daha güçlü olabilmesi için güçlü bir eğitim felsefesine neden dayanması gerektiğinden uzun uzun bahsetmiştik. MEB’in eğitimimizi daha güçlü kılabilmesi, eğitim sorunlarımızı çözebilmesi için de eğitim felsefemizin ontolojik boyutlarını ortaya koyması gerekmektedir. Eğitim felsefelerinin ontolojik boyutları, epistemolojik boyutları gibi teorik boyutlarını teşkil eder. Eğitim felsefemizin ontolojik boyutu demek; öğretmen ve öğrencinin kendileriyle, aralarında kurulan ilişkinin mahiyeti demektir. Yani eğitim alanını oluşturan varlık ve unsurların arasında kurulan eğitim ilişkisinin mahiyeti eğitim felsefesinin ontolojisidir. MEB, bu yönüyle, ülkemizin eğitiminin gerçekleşmesini sağlayan fenomen ve varlıkları; yani öğrenci, öğretmen, eğitim yöneticisi ve veliler gibi eğitimin tüm paydaşlarını eğitim felsefesinin ontolojik öğeleri olarak kabul edip hareket etmek durumundadır.

                               Eğitilenin Ontolojisini Bilmek Eğitimde Başarıyı Getirir

Ülkemizin eğitiminin ontolojisi, eğitime uygun eylemlerden, eğitim ilişkilerinden, bunları yürüten eğitimcilerden, eğitilen öğrencilerden oluşur. Eğitimin ana öğesi olan öğrencinin; yani eğitilenin ontolojisini ortaya koymak, yani öğrencinin doğasının neden meydana geldiğini, onun hangi değerlerden oluştuğunu bilmek, eğitimde başarının kilididir. Bu ontoloji eğitimin öznelerini de belirler. Sözgelimi, yakın döneme kadar sadece gençlik dönemine kadar olanlar öğrenci olarak kabul edilirken; günümüzde yaşam boyu öğrenmeden hareketle yetişkinler de öğrenci olarak kabul edilmektedirler. Eğitilenin; yani öğrencinin arızi(öğrenciliğini belirlemeyen, eğitimin neliğini de değiştirmeyen ve etkilemeyen) özelliklerini ve özsel(öğrencinin özünü, doğasını oluşturan) özelliklerini bilerek eğitim yapmak eğitimin niteliğini etkiler. Ve sizin insan doğasından ne anladığınız eğitileninize nasıl bir eğitim vereceğinizi şekillendirecektir.

Ülkemizin İnsan Doğası Tasarımından Ne Anladığı Öğrencilerimize Verilecek Eğitimi Belirler

Yunanlıların Antik Yunan’da insan doğası tasarımından anladıkları, insanı belirleyen şeyin onun rasyonalitesi olduğu, yani insanı insan yapan şeyin onun aklı olduğudur. İşte bu rasyonel insan anlayışlarının sonucu olarak da eğitimde ruhun rasyonel yönü için felsefeye, pratik yönü için de ahlaka önem vermişlerdir. Tüm bu nedenlerle de Antik yunan eğitiminde ahlak ve karakter eğitimi ön plandadır. Ortaçağda ise insan doğası tasarımı olarak kabul edilen görüşten dolayı, eğitimde vahyin her yönüyle aktarıldığı dini bilimler ön plana çıkar. Modern döneme geldiğimizde ise natüralist ve liberal insan doğası tasarımları ön plana çıkar. Bu dönemde insan doğasını anlamada büyük ölçüde dinin yerini bilim alır ve Bacon, Hobbes, Locke, Rousseau ve Hume gibi filozoflar bilim merkezli açıklamalar yaparlar. Ama eğitime yansıyan ortak yanları natüralist ve liberal insan doğası anlayışları, insanın eğitim sayesinde insan olduğudur. Hareket halindeki madde, boş bir levhaya karşılık gelme ve iyi olma, insan doğası tasarımlarındandır. Bunlara göre insan eğitim sayesinde kendini gerçekleştirebilir. Yine Marksizm’de kendi insan doğası tasarımından hareketle bilim eğitimine, teknik eğitime önem vermiş; iş ve teknik eğitimini ön plana çıkarmış ve öğrencilere dayanışmacı ve özgeci bir ahlak kazandırmayı amaç edinmiştir. Tüm bunlar Marksizm’in insan doğası tasarımına yeni insanı üreten, insanın kendisini emeği yoluyla gerçekleştiren bir varlık olarak görmesine dayanır.

                           Yapılandırmacılık Değişmezliğe Bir Tepki Eğitim Felsefesidir

Postmodernistler, eleştirel pedagoglar ve feministler de insan doğasının değişmezliğine karşı anti-özcü bir yaklaşım belirlemişlerdir. Yani daimiciliğin, davranışçılığın, özcülüğün, bilişselciliğin ve ilerlemeciliğin değişmezliğine karşı yapılandırmacılığı savunmuşlardır. Bu değişme de problem çözmeyle mümkündür. Tüm bunların sonunda yapılandırmacı eğitim anlayışı eğitilenin problem çözme ve eleştirel düşünmeye aktif katılmasının önemini ortaya koymuştur.

                                Sokrates Öğrenen Olarak Öğretmeni Savunur

Eğitim felsefemizin ontolojisini ortaya koymak, yukarıdaki örneklerde de görüldüğü üzere insan doğası tasarımından ne anladığımızla doğrudan ilişkilidir. Eğitim felsefesi ontolojisinin eğitilen öğrenciden sonra diğer önemli unsuru da öğretmen yani eğiticidir. Eğitim felsefesi ontolojisinin önemli bir konusu da bu yönüyle öğretmen olmanın ne olduğu ve öğretmenin kim olduğudur. Öğretmeni merkeze alan geleneksel anlayış mı, öğrenci merkezli modern bir eğitim mi? Alanı ve konusunda uzman öğretmen mi, öğretim yöntemleri konusunda uzman öğretmen mi? Eğitimden ziyade bilgi aktaran öğretmen mi? İşte bu sorulara da eğitim felsefesinin ontolojisi yanıt verir. Örneğin; bilgi deposu öğretmenleri Sofistler temsil ederken, öğrencisiyle öğrenen öğretmeni; yani öğrenen olarak öğretmeni Sokrates, Dewey, Pragmatistler, Freire ve Piaget savunur. Üçüncü öğretmen tipi ise, kolaylaştıran kişi olarak öğretmendir. Öğrencinin öğrenmesini kolaylaştıracak koşulları oluşturan ve aktif olan bu öğretmen modelini de Sokrates, Rousseau, Dewey ve Freire savunur.

 Eğitim Felsefesinin Ontolojisinin Üçüncü Temel Unsuru Eğitim Eylemidir

Eğitim felsefesinin ontolojisinin eğitilen ve eğitenden sonra üçüncü temel unsuru eğitim eylemidir. Eğitim eylemi demek, öğrenci ile öğretmeni birbirine bağlayan, öğrencide dönüşüm yaratmaya çalışan eylem demektir. Eğitim eylemlerini ise eğitimde gözetilen amaçlar belirler. Bu eğitim eylemlerinin de arızi özellikleri olduğu gibi; eğitenin eğitilende bilgi ve davranış yönünden değiştirdiği özsel özellikler de vardır.

MEB, eğitim felsefemizin eğitilen, eğiten ve eğitim eylemi boyutlarını ülkemizin insan doğası tasarımından hareketle belirleyerek, eğitimimizin gerçekleşmesini sağlayan fenomen ve varlıkları net bir şekilde ortaya koymalıdır. Eğitim felsefemizin teorik boyutlarından olan ontolojik boyutunun ortaya konması sonucu bilgi deposu, öğrencisiyle öğrenen ve kolaylaştıran kişi olarak öğretmen profilinden bize uygun olanlar da belirginleşecek ve eğitim felsefemiz de daha netleşecektir. Eğitim felsefemizin ontolojik boyutlarının ortaya konmasıyla eğitim sorunlarımız da daha rahat çözülecektir. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…

TEILEN