KAYNAK – EĞİTİM AJANSI

Eğitimi ve Eğitim Bürokrasisini Bilenler Eğitimin Şefi Yapılmalıdırlar

Cumhurbaşkanı, MEB’in İnsan Kaynakları Politikalarıyla İlgili de Tasarrufta Bulunmalıdır

Eğitim Eğitime Yön Verenler Kadardır

Cumhurbaşkanının eğitimle bu kadar ilgilenmesi, eğitimde teorik tartışmaları başlattığı kadar, MEB’in örgüt yapısı içinde de hareketliliğe yol açtı. Bu anlamda MEB kadrolarında da değişimlerin yaşanabileceği Ankara kulislerinde konuşuluyor. Bu yönüyle MEB’in de mental yorgunluğundan kaynaklanan değişimlerden nasibini alacağı dillendiriliyor. Olası bir kan değişimi MEB’e mutlaka güç katacaktır. MEB’in nasıl daha güçlü olabileceğine dair pek çok yazı kaleme almıştık. MEB’de nasıl bir değişim olması gerektiğine dair fikirlerimizi kısaca hatırlatmanın faydalı olacağını düşünüyorum.

Değişim MEB’in Hafızasını Yok Etmeyecek Şekilde Yapılmalıdır

Cumhurbaşkanı, olası bir değişimde MEB’de eğitimden anlayanları, gece gündüz çalışanları daha etkili noktalara taşımalıdır. MEB bürokrasisinde deneyimli, içyapıyı bilen, tecrübeli eğitimciler liyakat merkezli olarak daha üst noktalara taşınmalıdırlar. Kimse kimsenin yakını,akrabası, hemşerisi, eşi diye bir yerlere taşınmamalı; siyaset ve partiler üstü kurallara dayalı, adil yükselmeler olmalıdır. Makamlarını adres olarak gören, çay kahve içip misafir ağırlama ötesinde bir şey yapmayan ve her türlü alavere dalavereyle uğraşanlara da yeter artık denilerek görevden el çektirilmelidir. MEB’in her aşamasındaki kliklere son verilmelidir. Unutmayalım; çok uzun süre aynı yerde çalışanlar çalışma enerjilerini kaybedecekleri gibi her anlamda farklı örgütlenmeler içine de gireceklerdir.

Daha İyi Yönetilebilen Bir MEB İçin…

Cumhurbaşkanı, eğitimi bu kadar önemseyip başarılı olunamadığını düşündüğüne göre, unutmayalım, tüm bu hedefler daha iyi yönetilebilen bir MEB ile mümkün olacaktır. Eğitimde öyle bir değişime gidilmeli ki; her kademede hep birileri birilerinin ardını toplamak zorunda kalmamalıdır.Unutmayalım; sistem en kötü sistem olsa bile, nitelikli eğitimi bilen eğitimciler her koşulda başarıyı yakalarlar. O halde; Amerika’yı da yeniden keşfetmeye gerek yok. Bir an önce MEB’in içindeki bu işi bilenlerin daha iyi ve etkili yerlere getirerek eğitim sorunları çözülmelidir. Diğer taraftan, MEB’i komple sıfırlayıp dışarıdan birilerini getirmek de çok ciddi zaman kaybına yol açacaktır. Cumhurbaşkanının eğitimle ilgili söylediklerinin gerçekleşebilmesi için söylediklerinin akla, bilime ve liyakate uygun olarak eğitimden anlayan, eğitim tecrübesi olan ve eğitim bürokrasisini bilen, akademik bilgiden anlayan ama bunu günlük eğitime de uyarlayabilen biri tarafından formüle edilmesi ve liyakatle gelmiş eğitim üst bürokrasisi tarafından uygulanması gerekmektedir. Ve unutmayalım; dışarıdan gelen birileri en az üç yılda MEB’in iç resmini çekebilir ve eğitimi öğrenebilir. Ülkemizin Amerika’yı yeniden keşfedip üç yıl daha kaybetme gibi bir lüksü yoktur.

MEB’in Kaliteli İnsan Kaynakları Politikası Eğitimle Kaliteli İnsan Kaynağını Oluşturur

Cumhurbaşkanı, geçenlerde yaptığı akademik açılış yılı konuşmasında insan kaynaklarıyla ilgili şunları belirtmişti:” Genelde Türkiye’nin en büyük zenginliği insan kaynağıdır derler; ama bu tespit eksiktir, insan gücünün zenginlik haline dönüştürülebilmesi kaliteli eğitim ve öğretimle mümkündür.” Cumhurbaşkanı eğitimi insan kaynağının bir zenginlik haline dönüştürülmesinin aracı olarak da görmektedir. Ama unutmayalım ki; eğitimi zengin hale getiren ve eğitimin insan kaynağını zengin hale getirilmesini sağlayan da eğitimin sağlıklı insan kaynaklarıdır. Yani MEB’in en önemli silahlarından, gücünden biri insan kaynağı; yani eğitimcileridir. Bu yönüyle, ülkemizin geleceğini oluşturma, geliştirme ve yönlendirme anlamında en önemli bakanlığımız olan MEB, eğitim bürokrasisini ve insan kaynakları politikasını çağdaş dünya standartlarına uygun olarak hukuk ve liyakate dayalı bir şekilde yönlendirmelidir. Cumhurbaşkanı, MEB’in insan kaynakları politikalarıyla ilgili de tasarrufta bulunmalıdır. Bu kadar öğrenciyi ve aileyi; yani tüm Türkiye‘yi ilgilendiren irfan ordusu MEB sahip olduğu personel ve öğretmen gücünü sağlıklı bir eğitim bürokrasisi ve insan kaynakları politikasıyla taçlandırırsa mucizeler yaratır. Yoksa MEB’in insan kaynakları politikaları sürekli değişip; mahkemelerden dönüp, çok yüksek tazminatlar ödendikten sonra MEB’in insan kaynakları politikalarının bir anlamı kalmaz ve Cumhurbaşkanının istediği hedeflere ulaşılmaz.

Pozitif Ayrımcılık Yapılarak Kadın Yönetici Sayısı Arttırılmalıdır

Cumhurbaşkanının eğitimde başarısız olduğumuzu söylemesi ve eğitime bu kadar önem vermesi eğitimin tüm kadrolarında da değişimi kaçınılmaz kılmıştır. Böyle bir değişim acilen liyakate, akla ve bilime dayalı olarak yapılmalıdır. MEB’in içindeki eğitimden anlayanlar daha etkin noktalara taşınmalı, uzun süre aynı yerde çalışmış klikler dağıtılmalı, pozitif ayrımcılık yapılarak kadın yönetici sayısı arttırılmalıdır. En önemlisi de, Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek kalmadan eğitimi ve eğitim bürokrasisini bilenler eğitimin şefi yapılmalıdırlar. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…

TEILEN