KAYNAK: EĞİTİM AJANSI

Çocuklarımızı Liselere Yönlendirecek Adil Bir Yönlendirme Sistemi Oluşturulmalıdır

Eğitim sistemimizin, üniversiteye giriş sınavlarının ve TEOG’un yoğun olarak konuşulduğu şu günlerde daha katılımcı çözümler adına, alanda görev yapan okul müdürlerine ve öğretmenlere daha fazla kulak vermek lazım. Akademik teorik bilgileri sahada görev yapan ve değişiklikleri bizzat uygulayacak olan okul müdürü ve öğretmenlerin bilgileriyle harmanlamak gerekiyor. Bu anlamda başarılı okul yönetimi, tecrübeli öğretmenleri ve örnek okul kültürünü yaşatan öğrencileriyle ülkemizin ve Ankara’nın önemli okullarından olan Bahçelievler Anadolu Lisesi’ne girdiğinizde öğrencilerin selamlaşma biçiminden sizi karşılama biçimlerine, yerelin ve evrenselin değerlerinin nasıl sentezlendiğini, bilimin ve geleneğin sevgide ve akılda nasıl birleştirildiğini ve bu gençlerin dünyaya pırıl pırıl zeka dolu bakışlarını gördükçe ülkemizin geleceği adına umut dolarsınız.

İşte bu okulun tecrübeli ve eğitim hassasiyetleri yüksek Fizik Öğretmeni Necati BAĞCI’dan çok değerli katkılar içeren aldığım yazıyı yorumlarınıza bırakıyorum.

“Önce bir veli sonra da bir öğretmen olarak TEOG sınavlarının kaldırılmış olmasından büyük bir memnuniyet duymakta; alınan bu kararın düşünen, soran, sorgulayan, araştıran ve eleştiren yaratıcı bireylerin yetişmesine çok büyük katkı sağlayacağı inancındayım. Ancak çocuklarımızı liselere yönlendirecek adil bir yönlendirme sisteminin de oluşturulması göz ardı edilemeyecek bir gerçektir. Bu bağlamda çocuklarımızı yıl içerisinde okullarında yapılan sınavlarla liselere yönlendirecek adil ve bilimsel olduğunu düşündüğüm bir değerlendirme sistemi arz etmek isterim.

Düşündüğüm bu sistemin oluşturulmasında önemli bir kaynağa da ihtiyaç olmadığı kanaatindeyim. Bilindiği gibi bazı kurumlar belli bir ihtiyacı karşılamak üzere kurulur, işlevini yerine getirir ve zamanla fonksiyonerliği kendiliğinden ortadan kalkar. İlki 1953’te kurulan Halk Eğitim Merkezleri bunlardan biridir. Bu merkezler il ve ilçelerde halkın toplumsal, kültürel ve ekonomik kalkınmasına yardım etmek, Atatürk ilkelerini, cumhuriyet niteliklerini, demokratik yaşayışı benimsetmek ve genel olarak, örgün eğitime hiç girememiş ya da örgün eğitimin herhangi bir kademesinden ayrılmış vatandaşların eğitim ihtiyacını karşılamak amacıyla açılmışlardır. Halk Eğitim Merkezleri bu ulvi amaçlara başarıyla ulaşmış ve uzaktan eğitim araçlarından en az ikisinin evlerimize girmesiyle görevini tamamlamıştır. (Yurdumuzun birkaç yerleşim biriminde halen bu faaliyetlere duyulan ihtiyacı yerel sorunlara hâkim olması sebebiyle, mevcut yasalar çerçevesinde yerel yönetimler karşılayabilir.). Bu sebeple halk eğitim merkezleri, buralara ölçme değerlendirme uzmanları atandıktan sonra bünyesinde var olan memurları da içine alan bir uyarlama ve oryantasyondan sonra yerel ölçme ve değerlendirme merkezleri haline getirilebilir.

Yerinden Ölçme Değerlendirme Merkezleri’nin Kurulmasıyla;

• Yaklaşık aynı hazır bulunuşluk düzeyindeki öğrenciler birbiriyle yarışır olacaktır. Yerelde yapılacak teşhis edici ölçme ve değerlendirme ileöğrenciye güçlü ve zayıf olduğu alanlar konusunda geri bildirim sağlanabilecektir.
• Aynı bölgede yaklaşık aynı imkânlara sahip okullar birbiri ile yarışacaktır.
• İklim koşullarının yaratacağı olumsuz etkiler daha kolay önlenmiş olacaktır. Örneğin yetiştirilemeyen konulardan soru sorulmasının önüne geçilmiş olunacaktır.
• Dersler sınava dayalı değil daha çok öğretim programına dayalı olarak planlanıp işlenecektir.
• Öğrenciler okullarında sınav olacakları için stres ve kaygıdan uzak tutulmuş olacaktır.
• Geçerliliği ve güvenilirliği yüksek sorularla sınav yapılmış olacaktır.
• Değerlendirmede yöntemden, ortamdan ve kişiden kaynaklanan olası hataların önüne geçilmiş olacaktır.
Öğretmenlik Bir Uzmanlık Mesleğidir

Bütün bunları sıralarken anlatmaya çalıştığım yapılanmanın başarısı için en önemli görevin öğretmenler üzerinde düğümleneceği açıktır. Öğretmenlik bir uzmanlık mesleğidir. Meslek erbaplarının hizmet-içi eğitimi ihtiyaçlara ve günün koşullarına göre sürekli tutulursa yapılan öğretmenliğin kalitesi; doğuda, batıda il merkezinde veya köyde farklılık göstermez. Bu durum diğer meslekler için de aynıdır. Siz şu zamandan otuz yıl öncesinin hekimini günümüzün ameliyathanesine koysanız, tıp ve tıbbi teknolojideki gelişmeler onun görev yapmasını engelleyecektir. Daha doğrusu günümüz hastanesi söz konusu hekime bir anlam ifade etmeyecektir. Bu değerli öğretmenimiz gibi öğretmenlerimizin ve okul müdürlerimizin sahadan yansıttıkları tecrübelere daha fazla kulak vermeli ve yararlanmalıyız. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…

TEILEN